KATAR ‘DA KRİZ VE EKONOMİK KONJONKTÜR
Çiğdem Yorgancioglu
Katar ve Katar bağlantılı gelişmeler dünya gündemindeki yerine korumaya oldukça kararlı. İki gün önce İsrail İletişim Bakanı Kara, 6 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, "İsrail'e karşı tahrik içerikli yayın yaptığı" gerekçesiyle Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun Kudüs ofisinin kapatılacağını duyurmuştu. Kara, televizyonun kapatılma tarihine değinmeksizin İsrail'in "Al Jazeera'nın ofislerini kapatan Arap ülkelerinin kararını" takip ettiğini belirtmişti.’Bugün de ( 8 Ağustos 2017) İsrail'in Al Jazeera televizyonunun Kudüs ofisini kapatma kararı, Gazze Şeridi'nde protesto edildi. Hamas'a bağlı Hükümet Enformasyon Ofisi tarafından düzenlenen gösteriye onlarca basın mensubu katıldı. Al Jazeera televizyonunun Gazze'deki ofisi önünde bir araya gelen Filistinliler, "Al Jazeera ile dayanışma içindeyiz", "Gazeteci olmak suç değildir" yazılı dövizler taşıdı. Hükümet Enformasyon Ofisi Müdürü Selame Maruf yaptığı konuşmada, "basın özgürlüğüne ve Al Jazeera kanalına destek vermek için" burada olduklarını söyledi.
Fotograf :Çiğdem Yorgancıoğlu Doha, Katar
Bir diğer gelişme, bugün itibarıyla (8 Agustos 2017) Türkiye ve Katar Silahlı Kuvvetleri arasında dostluk, iş birliği, koordinasyon ve birlikte çalışabilirliği geliştirmek amacıyla tertiplenen ve icra edilen Türkiye-Katar Birleşik Tatbikatı tamamlandı ve Genelkurmay Başkanlığı da açıklama yaptı. TSK'dan yapılan bu açıklamaya göre, tatbikatın kara safhası, 05-06 Ağustos 2017 tarihlerinde Katar'da konuşlu Kara Unsur Komutanlığının iştiraki ile komuta yeri tatbikatı şeklinde icra edildi. Tatbikatın deniz safhasında, Katar Deniz Kuvvetlerine limanda Çok Uluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi tarafından deniz güvenliğine ilişkin eğitimler ile TCG GÖKOVA'da yangın-yara savunma eğitimleri verildi. 6-7 Ağustos 2017 tarihlerinde icra edilen fiili deniz safhasında; manevra talimleri, arama kurtarma eğitimleri, SAT timlerinin iştiraki ile denizden güvenlik eğitimlerinin yanı sıra Katar Hava Kuvvetlerine ait uçakların katılımı ile hava savunma harbi eğitimleri icra edildi.[i]
İçinde bulunduğumuz 2017 yılının 5 Haziran'ında Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ,Yemen ve Libya yönetimlerinin, Körfez Arap ülkelerinin Liderliğinde en güçlü adayı olan Katar’ın bir takım terör örgütlerine maddi destek sağladığı ve İran’la stretejik işbirliği yaptığını öne sürdükleri Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleriyle başlayan ve ardından aldıkları yaptırım kararlarıyla bir krize dönüşen Katar meselesi; Orta Doğu’da sürmekte olan bölgesel gerilimin daha da artmasına sebep oldu. [ii] Hatırlarsak içinde bulunduğumuz sene Mayıs ayında Emir Şeyh Tamim Bin Hamid es-Sani'nin askeri okul mezuniyet töreninde yaptığı bir konuşmada İran ve Körfez ülkeleri arasında artan gerilimi eleştirirken, Hizbullah ve Hamas'a karşı müsamaha gösterilmesi gerektiğine ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da uzun süre kalamayacağına yönelik açıklamaları Katar Krizi’nde fitili ateşleyen gelişmeydi. Bu açıklama haberi Katar'ın resmi haber ajansı Qatar News Agency(QNA), tarafından servis edilmiş olarak gözükmekle birlikte esasen haberin QNA sunucularına sızan bilgisayar korsanları tarafından yerleştirilmiş olduğu ve gerçeği yansıtmadığı Katar tarafından ifade edilip haber içeriği yalanlanmış olmasına ragmen, Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri, El Cezire dahil Katar yayın organlarını ülkelerinde yasaklama kararı aldı. Katar Dışişleri Bakanı Saif Ahmed es-Sani, ülkesinin siber saldırı mağduru olduğunu, çıkan haberlerin yalan olduğunu iddia etmesine karşılık Suudi Arabistan'ın El Arabiya televizyon kanalı ise "QNA'nın hacklenmediğinin ispatı" başlıklı bir haber yayınlayarak, Emir es-Sani'nin açıklamalarının QNA Instagram hesabında da yer bulduğunu söylemişti.
Tam bu gelişmeler esnasında Haziran ayında daha bir gün içinde diplomatik yaptırımlar, petrol fiyatlarında ani ve sert yükselişe neden oldu. Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2'ye yakın yükselerek 50 dolar seviyesinin üzerine çıkmıştı. Kriz patladığının ertesi günü petrol piyasasını altüst etmişti. Bir OPEC ülkesi olan Katar'ın bölge ülkelerinin karasularını kullanarak sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatlarını yapamayacağı endişesi de, enerji piyasalarında tedirginlik yaratmıştı. Japon yatırım bankası Mitsubishi UFJ, yatırımcılara gönderdiği piyasa notunda, Bölgedeki krizin büyümesi durumunda Katar'ın OPEC'ten ayrılması ihtimali bulunduğu ve böylesi bir senaryonun gerçekleşmesi halinde, petrol fiyatlarında ciddi artışa sebebiyet vereceğine işaret etmişti.
Diğer tüm şartları sabit tutup “caeteris paribus” ,burada sadece uçuş rotalarının değişmek zorunda kalınması ve uçuşların süreleri kaçınılmaz olarak artmasıyla beraber yakıt masraflarının artması ve beraberinde yolcu memnuniyetsizliği gibi bir silsileden dahi sözetsek Katar Ekonomisinin krizden gördüğü zararı hissetmek mümkün. Bu bağlamda Doha üzerinden Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlama iddiasıyla büyüyen Qatar Airways, diplomatik ilişkilerin kesilmesinden en zararlı çıkan kuruluşlardan biri olduğunu da söyleyebiliriz.
Yaşanan gelişmeyle bir anda kendini izole edilmiş bulan Katar’a bir kaç gün içinde Türkiye (Yardımlara dair bkz…Türkiye’den 5000 metrik ton gıda yardımı [iii]) ve İran’dan yiyecek ve çeşitli yardımlar yağmaya başlamıştı. [iv]
Gelişmelerin hemen ardından Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Moody’s, Katar'ın kredi not görünümünü 'durağan'dan 'negatif'e düşürmüş ve değerlendirmesinde Katar'ın, Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri'yle yaşadığı diplomatik krizin ve Ülkeye karşı uygulanan ekonomik amborgonun ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilebileyeceği temel varsayımı ile finansal riskler taşıyabileceğine, dikkat çekerek, krizin kısa vadede çözüm olasılığının düşük olduğunun altını çizmişti.
Fotograf :Çiğdem Yorgancıoğlu Katar Doha Albümünden .
Bu arada geçtiğimiz ay BBC, Katar krizinin Katar'ın dünyada stratejik alanlarda 335 milyar dolarlık yatırımı bulunması ve bu paranın önemli bir kısmının ABD ve İngiltere ekonomilerine akması hasebiyle şayet Batı, Katar ve ona yaptırım ülkeler uygulayan arasında bir tercih yapmak zorunda kalırsa sözkonusu yatırımların teorik olarak riske girebileceğine dair bir habere yer vermişti internet sitesinde. Ayrıca, İngiltere açısından krizdeki en büyük tehditin , Arap ülkelerinin "Katar'la iş yaparsanız bizimle yapamazsınız" diye dayatması olduğunun da altı çizilmişti. Zira Katar lüks mağazalar zinciri (luxury department store ) Harrods'ın sahibi olmanın yanı sıra Londra Borsası'nda yüzde 22, Merkezi İngiltere'de bulunan Barclays bankasında yüzde 6 (Qatar İnvestment Authorities (QIA) Yatırım İdaresi) ve finans merkezi Canary Wharf'ta yüzde 50 hisseye sahip. Brexit sonrası dünyada İngiltere'nin bu yatırımlardan vazgeçmesi mümkün görünmemekte. Bu meyanda Barclays’den sözederken Haziran ayının üçüncü çeyreğinde İngiltere’de (Serious Fraud Office) SFO, Ağır Dolandırıcılık Ofisi,) ingiltere ve dünyanın en büyük bankalarından Barclays ve eski CEO John Varley dahil dört yöneticisini, 2008 deki mali kriz döneminde Katar’dan acil sermaye toplamak amacıyla ‘dolandırıcılık ve yasa dışı finansal yardım sağlamak’ la suçlandıklarını açıklamış ve suçlamaların, Barclays’in Haziran ve Ekim 2008’de Qatar Holding LLC ve Challenger Üniversal şirketleriyle gerçekleştirdiği sermaye artırımı anlaşmalarıyla ilişkili olduğu belirtmişti. Beş senedir süren bir soruşturmanın tamamlanması zamanlaması dikkat çekiciydi zra bu soruşturma, krizle birlikte Katar’ın dünya gündeminde çok yer aldığı bir zamanda sonuçlandı. Uzmanlar Katarlıların zarar göreceği yönünde hemfikirler. Bunun gerekçeleri açısından ilki sağlam İngiliz bankası olduğu fikriyle Katar ekonomik krizde bankanın hisselerinin %22sini satın aldı, fakat LIBOR skandalı, FOREX skandalı ve şimdi bu soruşturma ile hisselerden büyük zarar ettiler. İkincisi bu dolandırıcılığın diğer ayağında Katar Varlık Fonu yani kraliyet ailesi var. Zamanlama olarak Ortadoğuda devam eden Katar amborgosu ile direk bağlantısı olsun ya da olmasın bundan sonraki gelişmelerde bu olay fırsat bilinerek Katar Varlık fonuna, dolaylı olarakda Kraliyet ailesine karşı ekonomik yaptırımlara kadar gidebilecek bir tavrın da kapısı aralanmış oldu.
Krizinin Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası (World Bank) 2017 verileri doğrultusunda [v] kişi başına düşen milli gelir açısından 141,543 Amerikan Doları ile Dünya’da ilk sırada yer alan Katar’ın ekonomisine de bilançosu ağır oldu. Bugün İse (8 Ağustos 2017) Para Analiz’in haberine [vi]göre Moody’sten bir kötü haber daha geldi Uluslararası kredi derecelendirme kurumu Moody’s, Katar bankacılık sisteminin not görünümünü, “durağan”dan, “negatif”e çekti.Moody’s’den yapılan açıklamada, kredi notu görünümündeki değişiklik kararının, Katar bankalarının, “karşı karşıya kaldıkları fonlama baskılarının sürmesi ve faaliyet koşullarının zayıflaması”ndan kaynaklandığı belirtildi. Açıklamada, “Görünüm aynı zamanda Katar hükümetinin ülkenin bankalarını destekleme kapasitesindeki zayıflamayı da içeriyor.
Görünüm, Moody’s’in Katar’da bankacılık kredibilitesinin önümüzdeki 12-18 aylık dönemde nasıl evrileceğine ilişkin beklentilerini yansıtıyor” denildi.Haziran ayında Katar bankacılık sisteminde yabancı mevduatların gerilediği görüldü. Katar Merkez Bankası’nın verilerine göre ülkede yabancılara ait mevduatlar Kasım 2015’ten bu yana en büyük düşüşle, Haziran’da yüzde 7,6 geriledi. 7 Ağustos 2017’de ise, Katar hükümetinin öncülüğünde yerli sermaye ve ekonomik güç ile kurulmuş(1964) Katar bankacılık devi QNB’nin, Katar’ın komşuları ile devam eden gerilimin ülkedeki likiditeyi zayıflatması riski karşısında finansman seçeneklerini değerlendirdiği basına yansımıştı.
Bu meyanda hatırlatmak açısınfan Katar hükümeti ve Katar Yatırım Fonunun sahibi olduğu yirmiyedi farklı ülkede yatırımı bulunan Katar Ulusal Bankası (QNB) ilk yıllarında sadece Doha şehrinde faaliyet gösteren küçük çaplı bir banka iken; biraz istikrarın, biraz da Katar hükümetinin ve zenginlerinin desteği ile hızla büyümeye başlamış bir bankadır. İlk başlarda döviz olarak sadece İngiliz Pound’u ve Hint Rupisi seçenekleri bulunan QNB; bu alandaki alternatiflerini de ilerleyen yıllara paralel olarak arttırmıştır. Kuruluşundan on sene sonra; yani 1974 yılında QNB’nin Katar içinde yeni şube açma çalışmaları başlamış; bu projenin ilk uygulamaları da ülkenin güneydoğusundaki Mesaieed ve kuzeyindeki Al Khor şehirlerinde açılan şubeler olmuştur. Bu tarihten itibaren Katar istikrarlı bir şekilde şube açmaya devam etmiş ve QNB’nin Katar’da 76 şubesi mevcuttur. Yurt içinde yeterli güce ulaşan ve büyüme potansiyeli elde eden QNB’nin uluslararası çaptaki ilk hamlesi bir diğer Arap ülkesi olan Umman’da olmuştur. 2007 yılında Umman’da açılan QNB şubesi ile yurt dışı projesinin de ilk adımı atılmış; 2011’de satın alınan Endonezyalı Bank Kesawan (QNB Kesawan oldu) ve 2013’te Tunus-Katar ortaklığı bulunan Tunus devlet bankası ile devam etmiştir. Yayılma stratejisini Kuzey Afrika, Arap Yarımadası, Müslüman Asya ülkeleri ağırlıklı olarak yapan QNB; 2013 yılının mart ayında Kuzey Afrika’nın bereketli ülkesi Mısır’da “National Societe Generale Bank”ı satın alıp ismini “QNB Al Ahli” şeklinde değiştirerek çalışmalarına daha da hız kazandırmıştır.
Esasen QNB[vii] Türkiye’ye hiç de yabancı değil .Çevresindeki Müslüman ülkelerde yayılmaya devam eden QNB; 2014 yılında Togo’lu bir banka olan EcoBank’ın %23,5’ini satın alarak yatırım yaptığı bölgelere Orta Afrika’yı da ekledikten sonra Hindistan, Çin ve Vietnam’da da temsilcilikler açmasının akabinde , 2015 yılına gelindiğinde ise gözünü Türkiye’ye çevirmişti. O zamanki sahibi “National Bank of Greece” olan Finansbank; Yunanistan’daki kriz sebebiyle Yunan bankasının kendi ülkesindeki zorluklara yoğunlaşmak istemesi üzerine QNB tarafından satın alınmıştı. Yani günümüzde Finansbank; QNB’ye aittir.
Türkiye krizin ardından Katar'a 220 uçak, 1 gemi ve 16 TIR ile toplam 18 bin ton ihracat ürünü göndermişti. Diğer yandan Ağustos ayının başında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Katarlı firmaların 3-4 Ağustos’ta İzmir’de Türk üreticilerle buluşacağını söylemiş Körfez ülkelerinin uyguladığı ambargoya karşı ilk günden Katar’a destek olduklarını vurgulamıştı . Ekonomi Bakanlığı organizasyonunda firmaların yanı sıra Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Jassim El Sani’yi de ağırlayacaklarına dikkat çekti. Ana akım medya haber başlıkları Katar sermayesinin şimdi de gözünü İzmir'e diktiği yönünde şekillenmişti. Krizin ekonomik yansımalarını ve Türkiye’ye olan etkilerini izlemeye devam edeceğiz fakat bunu yapabilmek için meselenin en can alıcı bir diğer boyutuna bakmak gerekir ki bu da ENERJİ dir zira sözkonusu kriz enerji ve kaynak sorununa dayalı güç paylaşımı problemidir ve bu da başka bir makalenin konusu olacaktır.
Güzel bir gün dileğiyle
[i] Çiğdem Yorgancıoğlu- Arap Yarımadası'nın Doğusundaki Elips İnci – KATAR by Çiğdem Yorgancıoğlu https://boun.academia.edu/CigdemYorgancoglu
[iv] RT Russian Times - 23 Jun 2017 As the crisis developed, Doha found itself increasingly isolated and dependent on aid from Turkey and now Iran. Both countries have sent food supplies to Doha, currently under a tough trade and travel blockade. https://on.rt.com/8fr3@RT_com “Saudi Arabia & allies demand Qatar close Turkish base, shut Al-Jazeera & more within 10 days 06:56 - 23 Jun 2017
QNB- QNB Katar Ulusal Bankası - 6 Haziran 1964 tarihinde ülkenin ilk yerli sermayeli bankası olarak kurulmuştur. Qatar National Bank Q.P.S.C. is a Qatari commercial bank headquartered in Doha, Qatar. QNB Group has steadily grown to be the biggest bank in Qatar and the largest financial institution in the Middle East and Africa region
[v] http://www.worldatlas.com/articles/the-richest-countries-in-the-world.html Katar Kişi Başı Milli Gelir ..Qatar - $141,543 GDP (PPP) per capita. Qatarranks number one on the list of the top 10 richest nations because of its high GDP (PPP) per capita of $141,543.May 18, 2017
Comments