Dünya Geneli ve Avrupa’da Son Dönem Yenilenebilir Enerji Adımları ve Projeksiyonlarından Türkiye Özelinde Bakış
By Çiğdem Yorgancıoğlu
31 Oct 2017
İçinde bulunduğumuz 2017 yılının Ekim ayı ilk haftasındaki Bloomberg’in haberine dayanarak , Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) "2016 Yenilenebilir Enerji Raporu"na göre, geçen sene devreye alınan yenilenebilir enerji kurulu kapasitesinin üçte ikisi güneş enerjisinden sağlandığına işaret etmekte. Güneş enerjisinde kurulu güç ise 74 bin megavata ulaştı. Bu yükselişte en büyük payla Çin başı çekmekte. Güneşteki kapasite artışının yaklaşık yüzde 50'si Çin'den geldi. Çin, geçen sene toplamda 360 bin megavatlık yenilenebilir enerji (YE) kapasitesiyle dünyada temiz enerji kapasitesi en yüksek ülke oldu.Rapora göre, temiz enerjide küresel büyümenin yıl sonuna kadar yüzde 12 artacağı tahmin ediliyor.Dünyada yenilenebilir enerji kurulu kapasitesinin 2022'ye kadar yüzde 43 artışla 920 bin megavata yükselmesi hedefleniyor. Söz konusu dönemde YE’den elektrik üretim kapasitesinin ise 8 bin teravatsaati aşması beklenmekte.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi -Istanbul International Centre for Energy and Climate (IICEC) tarafından 2010 senesinde kuruluşundan bu yana her yıl düzenlenen, ulusal ve uluslararası karar mercileri için interaktif bir şekilde görüş alışverişinde bulunmalarına imkan tanıyan IICEC 8th International Energy and Climate Forum IICEC Uluslararası Enerji ve İklim Forumu’nun 8’incisi bu yıl “Global Enerji Yatırımları? Sırada ne var?” - Global Energy Investments: What’s Next? temasıyla Beşiktaş Conrad Bosphorus Hotel’de gerçekleşti. [i]bu yıl 13 Ekim 2017 Cuma tarihinde gerekleşen ve benim de bizzat katıldığım forum da Yenilenebilir Enerji can alıcı noktalardan biriydi. IICEC Yönlendirme Kurulu Fahri Başkanı ve Uluslararası Enerji Ajansı Direktrü / Başekonomisti - Executive Director, IEA Dr. Fatih Birol Onursal Başkanlığı’nı yürüttüğü Sabancı Üniversitesi Uluslararası Enerji ve İklim Forumu’nunda (IICEC) küresel enerji piyasalarına ilişkin kilit değerlendirmelerde bulunan Fatih Birol, Enerji meselesini ele alırken çeşitli çevresel zorlukları göz önünde bulundurmak gerektiğini kaydettikten sonra yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üretim yatırımlarının giderek daha çok arttığını da vurgulamış , “Güneş enerjisi maliyetleri 2014-2017 yılları arasında yarıya düştü. Bir fiyatın üç yıl içinde yarıya inmesi çok önemli bir gelişmedir” demişti. Buna ilaveten Güneş enerjisi yatırım maliyetlerinin 2017-2020 arasında da yine yarıya ineceğini vurgulayan Fatih Birol “Bu yüzden güneş enerjisi yatırımları giderek daha yaygın hale geliyor. Güneş yatırımları çevreyle ilgili kaygılardan değil, ucuz olduğu için yaygınlaşıyor. Yenilenebilir enerjinin çevreye de büyük bir avantajı var” ifadelerini kullandı ve konuşmasını “Bunları aşabilmek için çok kapsamlı çaba sarfetmek gerekiyor. İşte bu nedenle bu tür çabaların uluslararası düzeyde koordine edilmesi lazım. Burada birçok ülkeden gelen meslektaşlar olarak akademisyenler olarak bir araya gelmemiz çok önemli şeklinde konuşmuştu. Aynı Forum’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak ise Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında gerek arz güvenliği gerekse yerlileşme hedeflerine erişmek için oluşturdukları yol haritasında en önem verdikleri konunun “sürdürülebilirlik” olduğuna işaret ederken , ülke olarak karbon ayak izini azalttıklarını ifade etti. Albayrak, bu kapsamda 2016’da kurulu güce eklenen kapasitenin yüzde 55’ini yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturduğunu belirterek, “Bu yılın da 8 ayında devreye aldığımız enerji üretim tesislerimizin yüzde 64’ü yine yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik tesisleri oldu. Türkiye olarak devreye alınan rüzgar enerjisi kapasitesi büyüklüğüne göre 2016’da dünyada 7’inci, 2017’de ise Avrupa’da üçüncü ülke olduk. Türkiye’nin 2017 Ağustos sonu itibarıyla 81 bin 355 megavatlık kurulu gücünün 35 bin 874 megavatını, yani, kapasitesinin yüzde 44,8’ini yenilenebilir enerji kaynakları oluşturuyor. Bu oranın Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ortalaması ise yüzde 42 civarında.” dedi. Buna ilaveten 2016 rakamlarına göre AB’de üretilen toplam elektriğin yüzde 29’u yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanırken, Türkiye’nin bu alanda da AB’yi geride bırakarak, elektriğinin yüzde 33’ünü yenilenebilir kaynaklardan ürettiğine de dikkati çekti. Bu verilerin bile başlı başına Türkiye’nin ne kadar çevreyle barışık, sürdürülebilir ve iklim değişikliğiyle mücadelede örnek bir enerji üretim portföyüne sahip olduğunu gösterdiğinin altını çizen Albayrak, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modelinin de Türkiye’nin temiz enerji yatırımlarına ne kadar önem verdiğinin bir işareti olduğunu vurgulamıştı.. Gelecek 10 sene içinde 10 bin megavat güneş ve 10 bin megavat rüzgar enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının azami oranda enerji sepetine girişini sağlayacağını da dile getiren Albayrak YEKA modeliyle 10 yıl Ar-Ge yapma şartı da getirdiklerini aktararırken “YEKA stratejimiz, Türkiye’nin sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadele alanında üstlendiği sorumluluğu ortaya koymaktadır demişti .
Dünya genelinde yenilenebilir enerji kurulu kapasitesinin 2022'ye kadar yüzde 43 artarak 920 bin megavata ulaşacağı öngörüldüğü bir ortamda .küresel yatırımlar dünya çapında artan enerji talebini karşılama yolunda ilerlerken , daha az emisyon üretmesi gerekliliği kaçınılmaz bir gerçek ve yenilenebilir enerji yatırımarının bu bağamda önemi de yadısnamaz. Bu minvalde , son bir hafta icinde bu konuda ne tür gelişmeler olduğuna baktığımızda ise şöyle bir tabo çıkmakta karşımıza. AB(Avrupa Birliği) İran ile 2015 senesinde yapılan nükleer anlaşmaya bağlı kalınmasını isterken Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump anlaşmayı onaylamayacağını açıklayarak katılım koşullarının sertleştirmesi için topu Kongre’ye paslamasının ardından Lüksemburg’da toplanan Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları konuyu ele alırken bunun yanısıra Pyongyang’ın dünyaya meydan okuyan nükleer füze denemeleri Birliği’ni endişelendirmesine binaen Avrupalı yetkililer halka daha fazla zarar vermemek amacıyla özellikle rejime ve Kuzey Koreli yetkililere karşı yaptırımların uygulanması fikrini benimsemekteler .
Öte yandan Avrupa Parlamentosu, üye ülkelerinden yenilenebilir enerji hedeflerini yükseltmesini talep ettiğine yönelik yapılan açıklamasında , güneş enerjisi ya da rüzgar enerjisi gibi alternatif kaynakların toplam enerji içindeki payı açısından Birliğin 2030 yılındaki nihai tüketiminin minimum yüzde otuzbeş olması gerektiğini belirtiti. [ii]Parlamento üyeleri, bu bağlamda AB'nin yüzde 35'lik bir hedefini tutturmak çin zorunlu ulusal hedefleri yeniden belirlenmesini istedi. Bu öneriyle kanun tasarısı da , biyoyakıtların kara ve demiryolu taşımacılığında nihai enerji tüketimindeki payının yüzde 7'yi aşmamasının öngörmekte. Konuya ilişkin geçmişe baktığımızda ,AB, 2009 yılında 2020 yılı için yüzde 20 hedefi koymuştu. Avrupa Komisyonu, daha sonra yenilediği 2030 için iklim ve enerji hedeflerinde yenilenebilir enerji için en az yüzde 27 önermiş ancak tam bir bağlayıcılığı olmayacağını belirtmişti. Tabi her AB üyesi ülke için ayrı hedefler bulunduğu gözönnde bulundurulursa bu hedefin nasıl tam tutturulacağı merak konusu olmakla birlikte oransal anlamda bir önceki hedeflerde revizonun amaca hizmet edeceği anlaşılmakta.
Avrupa Komisyonu, 2030 iklim ve enerji hedeflerine ulaşmak için yenilenebilir enerjinin payının en az yüzde 35 olması gerektiğini belirterek, üye ülkelerden hedef yükseltmelerini istemesi bağlamında Fransa tarafına baktığımızda, Türkiye tarafında gelişmeler dikkat çekici. Zira Türkiye ve Fransa, içinde bulunduğumuz 2017 yılının Ekim ayı sonlarında yenilenebilir ve temiz enerji, enerji verimliliği, nükleer enerji, madencilik, hidrokarbonlar ve petrokimyasallar, elektrik iletimi ve ekipman imalatı alanlarında işbirliği yapma kararı aldı . .Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Fransa Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliği ile İlgili Anlaşmanın Onaylanması Hakkında Karar bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bakanlar Kurulu’nun 1 Mayıs 2017 tarihinde onayladığı anlaşma, eşitlik, egemenliğe karşılıklı saygı ve karşılıklı menfaatler temel alınarak, enerji alanında, özellikle yenilenebilir ve temiz enerji, enerji verimliliği, nükleer enerji, madencilik, hidrokarbonlar ve petrokimyasallar, elektrik iletimi ve ekipman imalatı alanlarında olmak üzere ulusal mevzuatları çerçevesinde ikili bilimsel, teknik, teknolojik, hukuki, idari ve ticari işbirliğinin geliştirilmesini teşvik etmeyi hedeflemekte ve bu kapsamda Türkiye ve Fransa enerjinin bu alanlarında ortak eğitim programları düzenleyecek, bilgi tecrübe ve uzmanlık paylaşımı yapacak, ortak yatırımları teşvik edecek, tecrübe ve uzmanlık değişimi yapacak. Anlaşmanın geçerlilik sürsi 5 sene. ve anlaşmanın sona ermesinden en az 3 ay önce taraflardan biri anlaşmayı nihayete erdirme niyetini diplomatik ve yazılı şekilde bildirmediği takdirde anlaşma beşer yıllık süreler halinde otomatik olarak yenilenecek.
Bu gelişmeler sürerken Yenilenebiir anlamında Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesi bir yılda üç kat artarken, yabancı yatırımcılar rüzgâr enerjisi başta olmak üzere Türkiye’deki YE fırsatlarına daha fazla ilgi göstermekteler. Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi Ernst and Young (EY) , Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi- Renewable Energy Country Attractiveness Index (RECAI) neticelerini açıkladı. 40 ülkenin yenilenebilir enerji yatırımları bakımından sıralandığı endekste Yenilebilir enerji yatırımlarında Çin, Hindistan ve ABD’yi geride bırakarak EY’nin Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’nde birinci sıradaki yerini korurken Yenilebilir enerji yatırımlarında Çin’den sonra Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’nde ikinci sırada yer alan Hindistan için önümüzdeki dönemde yenilebilir enerji (YE) yatırımlarında düşüş gösterebileceğine işaret edilirken , Endekste; Hindistan’da gerçekleşmesi planlanan bazı rüzgâr enerjisi anlaşmalarının iptalinin, ülkenin güneş enerjisi kapasitesini 2022 yılında 100 GW’ye yükseltme hedefine gölge düşürdüğü de dile getirildi. Ayrıca, değerlendirmeer ABD’nin iklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin politikalarında değişikliğe gitmesi ve ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun Eylül ayında ithal edilen güneş panellerde yaşanan artışa ilişkin olarak yurtiçi piyasaya zarar verebileceği açıklamasında bulunması, ülkenin yenilenebilir enerji yatırımlarındaki çekiciliği üzerinde olumlu bir etki yaratmadığı yönündeydi. Son dönemde YE faaliyetlerine ivme kazandıran ve çeşitli politika düzenlemelerine giden Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri EY endeksinde yükselişe geçti. Mısır’da IFC tarafından 500 MW kapasiteli güneş enerji projelerine 635 milyon dolarlık finansman onayı verilirken, Suudi Arabistan 400 MW kapasiteli ilk rüzgâr santrali için yatırımcılardan teklif almaya başladı. Cezayir ise güneş enerji alanında attığı adımlar ile endekse 38’inci sırada yer aldı..
Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi açısından Türkiye için ise 2017’de bir önceki yıla göre 3 basamak birden yükselerek 16. sırada yer aldı. Raporda; Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesinin bir yılda üç kat artarak 1.5 GW’ye ulaştığı belirtilirken, yabancı yatırımcıların rüzgâr enerjisi başta olmak üzere Türkiye’deki yenilenebilir enerji fırsatlarına daha fazla ilgi gösterdiği vurgulanmakta. Bu konuda geçtiğimiz günlerde EY Türkiye Enerji Sektör Lideri Erkan Baykuş, “Ülkemiz, yerli ve yabancı yatırımcılar için özellikle rüzgâr ve güneş enerjisi alanlarında cazip yatırım fırsatları sunuyor. İhalelere yüksek miktarlarda talep gelmesi, Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında yatırım ve uygulamalar için güçlü bir iştah olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte hem ülkemizde hem de dünyada akıllı ölçüm sistemleri ve şebekelerin gelişimi, dijitalleşme, müşteri çözümleri alanlarında pek çok yeni gelişme yaşanıyor ve bunun sonucu olarak Türkiye’nin enerji verimliliği olgunluğu giderek yükseliyor” şeklinde açıklama yapmış,güneş enerjisi özelinde bakıldığında, yüz ölçümü büyüklüğü ve güneşlenme süresi uzunluğu dolayısıyla Türkiye yüksek potansiyel taşıyan ülkeler arasında yer alıyor. Yatırım ortamının iyileşmesini sağlayan gelişmeler ve enerji reformları alanında gösterilen kararlı duruşun, önümüzdeki dönemde Türkiye’yi yatırımcılar için giderek daha cazip bir pazar haline getireceğini öngörmekteyiz ” demişti .
Sonuç olarak,, her ne kadar fosil yakıtşardan tam anlamıyla kurtulup yüzde 100 YE’ye geçiş olmasa da gerek Avrupa gerek Dünya geneli ve gerekse de Türkiye sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadele alanında üstlendiği sorumluluğu yerine getirdiğini gösteren adımarı atmakta ve YE yatırımlarının enerji sepeti içindeki payı her geçen gün artmaktadır.
[i] UPA Uluslararası Politika Akademisi - Çiğdem Yorgancıoğlu 8. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu Kapsamında Enerji Güvenliği , Yeni Teknoloji ve Yatırımlara Genel Bakış http://politikaakademisi.org/2017/10/16/8-uluslararasi-enerji-ve-iklim-forumu-kapsaminda-enerji-guvenligi-yeni-teknoloji-ve-yatirimlara-genel-bakis/
Comments