PROF.DR.İLBER ORTAYLI, RUS EKİM DEVRİMİ SÖYLEŞİSİNDE BAKÜ ENERJİ KAYNAKLARINI İŞARET ETTİ
Çiğdem Yorgancioglu Kasım 2017
Prof Dr. İlber Ortaylı, Bolşeviklerin, Çar ve ailesinin yaşadığı Kışlık Sarayı basmak suretiyle idareyi ele geçirmesiyle nihayete eren bir başka deyişle Çarlık Rusyası’nda Jülyen takvimine göre 24 Ekim 1917’de[i], Petrograd’taki Kışlık Saray’ın Vladimir İlic Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin eline geçmesiyle başlayan ve 1991’e kadar mevcudiyetini muhafaza edecek Sovyetler Birliği’nin-Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Birliği (SSCB) kurulmasına yol açan olaylar dizisini kapsayan, Marksist terminolojiye göre İşçi sınıfının Ekim Devrimi zaferi olarak tabir ettiği Ekim Devrimi ve bununla birlikte Rusya’nın Bolşevizm'le yeniden dirilişini konu alan iki bölümlük anlatımının ilkini gerçekleştirdi 11 Kasım tarihinde .
Evvela devrim esnasındaki Rusya ve Dünya coğrafyasındaki siyasi konjonktürü çizerek, Birinci Dünya Savaşı’nın yokluk ve sefalet koşullarında “ekmek, barış, özgürlük” sloganıyla ayaklanan Bolşeviklerin başarısıyla , emperyalizm, milli kurtuluş savaşları ve devrimler çağının da fitilini nasıl ateşlemiş olduğunu anlayabilmek için gerekli olan sloganların Rus halkı için ne ifade ettiğine de değinen Ortaylı “Superstition” kelimesinin Fransızca telafuzuyla (batıla dayalı) bir yaşam anlayışı ve pratiğine sahip Rus Köylüsüne, cahil bir Gürcü olarak nitelediği Stalin’e e kimi zaman dangalak, kimi zaman da ahmak olarak niteledği Çar’a (Çar II. Nikola) dair pek çok bilgiyi kendine özgü ve özgün bir seviye anlayışı ile benim de içinde bulunduğum bir dinleyici kitlesine kısa adı TESAK olan Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’nde 120 kişilik bir konferans salonunda yaklaşık 150 kişiye aktardı. Bu makale; bu söyleşinin tarihi arka planından ki buna 1853 ‘lerdeki Kırım Savaşı’na atıflardan,1878 Berlin Kongresi, Rusya’nın Balkan Slavlarını kurtarma çabalarına kadar geniş bir yelpazenin kısa aktarımı da da dahildir. Bazı satırbaşı ve satıraralarına değineceğim söyleşisinde Ülkede (Rusya ) yaşanan gıda kıtlığından mütevellit Jülyen takvimine göre 23 Şubat'ta [ii]Petrograd'da yani bugünkü St. Petersburg’da gıda istihkakının düzenlenmesinin talep edildiği ve onbinlerce kişinin destek verdiği günlerce süren giderek daha da alevlenen gösterilere zaman içinde Pavlovskiy Alayı'na bağlı bir kısım askerin de katılımıyla 27 Şubat'ta [iii]katılımcı işçi ve erlerin genelkurmay başkanlığını basmaları ve silahlanmaları neticesinde şehrin ehemmiyet arz eden noktaları ele geçirilmesi karşısında tahtını terkedip Duma'nın feshini açıklayan Çar 2. Nikolay’ın, köyllerin, aydınların olaylara bakış açısı ve dönemin fakr u zaruretini, Osmanlı’nın 1. Cihan Harbi’ne Rusya'nın yanında girmek istememe dinamiklerini aktaran İlber Ortaylı’nın Ekim Devrimi sırasında esasen Türkmenlerin kim olduğundan, İstanbul Rusya tarafından Dünya savaşı sırasında alınabilir miyidi sorularına kadar pek çok cevabın satıraralarında verildiği esnada dikkat çektiği konularda birinin de mevzunun bağlamı içinde Rusya – Bakü’n enerji kaynakları olması hasebiyle yakın dönemde Bakü, Hazar Denizi coğrafyasındaki yakın dönem gelişmeleri aktaracağım bu makalede.
İçinde bulunduğumuz 2017 yılının Kasım ayı başında Dünya enerji medyası Hazar Denizi'nin hukuki statüsünün ne olacağı Hazar Denizi'ndeki işbirliğini ve Kuzey-Güney Ulaştırma Koridorunun aktivasyonu çerçevesindeki işbirliği gibi konulardan söz ederken içinde bulunduğumuz Kasım ayı başında Rusya, İran ve Azerbaycan liderlerinin imzaladıkları ortak bildiride, Moskova, Bakü ve Tahran’ın yapılan üst düzey görüşmelerinin neticesinde uluslararası enerji sahalarındaki etkileşimlerini derinleştirmeye ve petrol-gaz alanındaki işbirliklerini genişletmeye hazır oldukları belirten karar Enerji konulu haberlerde öne çıkan gelişmelerden biri oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2007 ve 2015 yıllarından sonra İran’a yaptığı 3 üncü. Ziyaret idi bu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in görüşmesinden sonra imzaladıkları sözkonusu ortak bildiride "Taraflar Rusya’nın, Azerbaycan’ın ve İran’ın bölge ve dünya enerji pazarlarının dengeli işleyişinde kilit rolde olduklarını kabul ediyor, petrol-gaz yataklarının keşif ve geliştirme çalışmaları, işlenmemiş petrol ve petrol ürünlerini taşıma ve dolaylı sevkiyatlar dâhil olmak üzere, petrol-gaz ve petrokimya alanlarında işbirliklerinin genişletilmesini, ayrıca uluslararası enerji sahalarındaki etkileşimin derinleştirilmesini destekliyor." İfadelerine yer verilirken taraflar ayrıca üç ülkenin elektrik ağlarının birleştirilmesi ile ilgili projenin ve elektrik ticareti ile ilgili anlaşmaların hayata geçirilmesine destek verdiklerini de açıklıyorlardı.[iv]
Yine içinde bulunduğumuz 2017 yılının Eylül ayı ortasında,
Azeri-Çırak-Güneşli (AÇG) petrol yataklarının üretim ve paylaşım anlaşmasının
süresinin 2050 yılına kadar uzatılmasına ilişkin bir tören tertiplenmişti . Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak bu vesileyle bulunduğu Bakü'de
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile enerji projeleri konusunda fikir alışverişinde
bulunmuşlardı. Yine Eylül ayında ABD enerji devi Lukoil ve Azerbaycan
Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR), Türkiye'ye yaptıkları yatırımları
artırmak için istişarelerde bulunması kayda değer gelişmelerden biri idi ve
gazete manşetlerine Rus ve Azeri enerji devleri Türk yakıt pazarına ortak yatırım yapmayı planları yansımıştı. Türk yakıt pazarında yeni ortaklıklar arayan
SOCAR ve Lukoil, üçüncü tarafların varlıklarını satın almayı planlıyor. Lukoil
Satış ve Malzemelerin Kıdemli Başkan Yardımcısı Vadim Vorobyov, Türk petrol
ürünleri pazarının Lukoil operasyonları için stratejik öneme sahip olduğunu ve
şirketin oradaki payını artırmak için sürekli olarak fırsat aradığını,Türk
yakıt pazarı Lukoil için çekiciliğini koruyor ve Türkiye'ye 1 milyar dolara
yatırım yaptıklarını kaydetmişti. Ağustos Ayının ikinci yarısına Lukoil Başkan Yardımcısı
Vorobyov, Lukoil'in Moskova'daki Türk gazetecilerle yaptığı toplantıda küresel
ve Türkiye pazarına yönelik hedeflerini ayrıntılarıyla anlatmış, şirketin 40
ülkede petrol, doğalgaz ve petrokimya alanında faaliyet gösterdiğini ve
Lukoil'in elektrik üretiminde yakın bir geçmişte faaliyetlerine başlamış
olduğunu vurgulamıştı.Lukoil'in Türk yakıt pazarının yüzde 5 ila 6'sını elinde
tuttuğunu söyleyen Vorobyov, 2000-2010 döneminde işletilen Türkiye'deki
şirketlerin Avrupa'dakilere kıyasla daha fazla kâr sağladığını vurguladı.
Lukoil'in 1 milyar doların üzerinde bir yatırım yaptıklarını belirten Başkan
Yardımcısı, "Ancak yatırımlarımızdan sonra, Türkiye'deki akaryakıt perakende
sitelerine ilişkin mevzuat olumsuz bir şekilde değişti. Bayilik marjını
azaltmaya ilişkin mevzuat olumsuz etkilere sahipti. Ancak bu mevzuat için bazı
sebeplerin var olduğunu anlıyoruz Yine de, Türk pazarının yatırım yapmak cazip
olmadığını söyleyemiyoruz. Türkiye'den çekilmeyi düşünmüyoruz.Lukoil'in
Türkiye'de faaliyet gösteren şirketler ile ortak olmaya hazır olduğunu belirten
Vorobyov, "Türk petrol ürünleri pazarının Lukoil için stratejik önemi var
ve şirket işbirliği fırsatlarını araştırıyor" dedi. Lukoil ve SOCAR'ın
Türkiye pazarında satılık ortak edinim varlıklarını müzakere ettiğini
doğruladı. Vorobyov, Türkiye pazarının Lukoil operasyonları içindeki önemini
yinelemekle birlikte, Lukoil'in Türkiye'deki faaliyetlerinin yılda 1,5 milyon
ton yakıt sattığını bildiren Vorobyov, henüz bir sonuca ulaşılmadığını söyledi.Vorobyov, ABD tarafından
uygulanan yaptırımların projelerini etkilediğini vurguladı. "Denizaşırı
projelerimize neler olacağını bilmiyoruz.İlişkinin önceki kapsamı sadece Rusya
sınırlarına uygulanmış durumda.Şimdi ABD genişledi, bu nedenle bizim
gerçekleştirmek için daha zor olacağını düşünüyorum. Lukoil başkan yardımcısı,
önümüzdeki dönemde yurtdışında projeler üretiyor "şeklinde konuşmuştu. 2007'de
Türkiye pazarına giren Rus petrol şirketi Lukoil, ülkedeki operasyonlarını
genişletiyor. Halen, yıllık 600.000 metreküp yakıtla 600'ün üzerinde perakende siteye
sahip olduğu bildiriliyordu.Esasen
SOCAR'ın Türkiye'deki yatırımları, 2008 yılında ülkenin önde gelen
petrokimya şirketi PETKİM'i
satın almasıyla başlamış ve yatırımları yatırımları o sene 18 milyar dolara ulaşmıştı Şirketin bu
hedef doğrultusunda yürütmekte olduğu önemli yatırım projelerinden biri PETKİM
Yarımadası'nda İzmir'deki SOCAR Türkiye Ege Rafinerisi (STAR) 'dır. 10 milyon
ton ham petrol kapasitesine sahip olan ve 6 milyar dolarlık bir yatırıma sahip
olan STAR, yüzde 90 oranında tamamlanmış ve rafineriyi gelecek yıl faaliyete
geçirecek planlar mevcut. Türkiye'nin mevcut enerji açığının yüzde 50'sini
telafi etmesi bekleniyor. Lukoil tarafından Hazar Denizi'nde geliştirilen 31
Ekim 2016'da üretime başlayan V.
Filanovsky petrol sahasını ziyaret sırasında elde edilen bilgiye göre, şirket
2002-2016 döneminde bölgedeki projelerin geliştirilmesine 8,7 milyar dolarlık
yatırım yapmıştı .Lukoil'in Hazar Denizi'ndeki ve Rusya'nın en büyük offshore
petrol sahalarından biri olan V. Filanovsky, 3 milyon tonluk petrol üretimini
tescil ettiren ikinci aşamasını Temmuz ayında başlatmış ve sene sonuna
kadar ikinci aşamada çalışmayı planladığını açıklamıştı. Temmuz ayına
baktığımızda ise “Enerji Geleceğimize
Köprüler” temasıyla 9-13 Temmuz 2017'da İstanbul'da düzenlen ve bizzat
katıldığım 22. Dünya Petrol
Kongresi’nde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, "Türkiye güçlendikçe biz de güçleniyoruz. Türkiye ve Azerbaycan, bütün meselelerde birbirinin yanındadır." diye konuşmuş
İki kardeş ülke arasındaki iş birliğinin bütün alanları kapsadığına işaret eden
Aliyev, Türkiye ve Azerbaycan'ın enerji alanındaki ortaklığı ve iş birliğinin birçok
önemli stratejik meselesinin gerçekleştirilmesini sağladığını, bu bağlamda
birçok projenin hayata geçirildiğini belirtmişti..Türkiye ve Azerbaycan arasındaki projelerin dünyanın enerji haritalarının
yeniden düzenlenmesine yol açtığını vurgulayan Aliyev, petrol ülkesi Azerbaycan'ın tarihi anlamda da petrolün ilk bulunduğu ülke olduğunu kaydetmişti.
Aliyev, o dönemde Azerbaycan'ın bağımsız olmadığını ve kendi yeraltı zenginliklerinden
istifade edemediklerini ancak bağımsızlığın kazanılmasından sonra Azerbaycan'ın kendi zenginliklerinden yararlanan bir ülke hale
gelebildiğini,Azerbaycan'da ayrıca çok zengin doğalgaz yataklarının
keşfedildiğini ve bu doğalgaz rezervlerinin de dünyanın en büyükleri arasında
yer aldığını dile getirmişti. "Dünya
pazarlarına açılabilmek için boru hatları inşa etmek zorundaydık"
diyen Aliyev, Azerbaycan'ın artık dünyaya petrol ve doğalgaz ihraç eden bir ülke
haline geldiğine vurgu yaparak, "Bizim ülkemiz, dünya petrol ve doğalgaz
pazarlarına açılabilmek için boru hatları inşa etmek zorundaydı.Bu çerçevede
2006'da Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı ve 2007'de Bakü-Tiflis-Erzurum
(BTE) Doğal Boru Hattı'nın inşa edildi” şeklinde konuşmuştu. Buna ilaveten Hazar Denizi'ni Karadeniz ile birleştiren hatla Azerbaycan petrol ve doğalgazının dünya pazarına ulaştığına da
değinen İlham Aliyev, yine kongre esnasında hem Avrupa'nın
hem Türkiye'nin enerji kaynağı çeşitlenmesine önemli katkıları sağlayacak bir
proje olan TANAP hakkında da değerldnrimelerde bulunmuştu. Türkiye ve Azerbaycan arasında 2012'de Trans Anadolu Boru Hattı Projesi'nin
(TANAP) imzalandığını hatırlatarak, bu projenin hayata geçirilmesi için
çalışmaların yoğun şekilde devam ettiğini hatırlatmıştı. TANAP'ı oluşturan boru
hattı projesinin yüzde 77'sinin tamamlandığını ve gelecek yıl (2018)ifade eden Aliyev,
bir diğer büyük proje Trans-Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (TAP) de
yüzde 44 oranında tamamlandığını kaydetmişti.
Azerbaycan tarafında son br kaç ay içinde enerji alanında öne çıkan, Türkiye’yi de içine alan yakın dönem gelişmeleri böyledir. Bugün (13 Kasım 2017) Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşmek için Soçi'ye gerçekleştireceği ziyaretin gündeminde halen çözülememiş Dağlık- Karabağ sorunu da vardır ve bu anlamda da enerji konularının değerlendirilmesi, bu eksende yeni gelişmelere ilişkin istişarelerin yeniden önünün açılmasına da muhtemel potansiyel teşkil etmektedir
[i] Miladi takvimde 7 Kasım 1917
[ii] Miladi takvimde 8 Mart
[iii] Miladi Takvim 12 Mart
[iv] Çiğdem Yorgancıoğlu- Uluslararası Politika Akademisi http://politikaakademisi.org/2017/11/08/moskova-tahran-ekseninde-tazelenen-nikahin-enerji-perspektifi/
Comments