Latest

Ceza Hukuku’nda Tekerrür Olgusuna ( RECIDIVISM) Suçluluk ve Utanç Duygusu Özelinde Bakış

Academic

  /   6566   /   13 January 2018, Saturday

 Print
Ceza Hukuku’nda Tekerrür Olgusuna ( RECIDIVISM) Suçluluk ve Utanç Duygusu Özelinde Bakış YÜZ KIZARTAN UTANÇ ACISININ İKİ YÜZÜ Çiğdem YORGANCIOGLU 10 Ocak 2018 Cigdem Yorgancioglu

  

Ceza Hukuku’nda Tekerrür Olgusuna ( RECIDIVISM)   Suçluluk ve Utanç Duygusu Özelinde Bakış

YÜZ KIZARTAN UTANÇ ACISININ İKİ YÜZÜ

Çiğdem YORGANCIOGLU

10 Ocak 2018

 

 

Image result for recidivism

 

1 Haziran 2005 tarihinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu(TCK), 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanunlardan TCK ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hk. Kanuna (CGİK) baktığımızda yeni bir kavramın hukukumuza girdiği görülmektedir: Mükerrirlere özgü infaz rejimi. Her ne kadar Tekürrür ile ilgili hükümler TCK’da yer almış olsa dahi , 1 Haziran 2005 senesinde  kabul edilen kanunlarla, tekürrür bu kanunla  infaz hukuku kapsamında değerlendirilmektedir. Tekerrür, kişinin daha önce işlediği suç nedeniyle kesinleşmiş olan belli bir cezaya mahkum edilmiş olmasına rağmen yeni bir suç işlemesidir. Tekerrür hükmünün uygulanması için önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra, yeni bir suçun işlenmesi yeterli olacaktır. Ancak önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi kafi olmakta, cezanın infaz edilmiş olmasına lüzum  bulunmamaktadır. Etimolojik olarak Arapça kökenli olan  tekerrür, yineleme ya da tekrarlama manasına gelmektedir.

 

Kabul gören bir tanıma göre Sabıkalının Yeniden Suç İşleme Eğilimi, yani tekerrür ,recidivism olarak tanımlanmaktadır ve bu kişiye de (recidivist- mükerrir   denir. Bir suçtan bir defadan fazla hüküm giymiş herhangi bir kişi; yeniden suç işleyen birisi şeklinde de ifade edilen recidivisme dair ,sabıkalının yeniden suç işleme eğilimi de ekseriya bir, iki, beş ya da on yıl içinde yeniden suç işleme ya da mahkûm olma oranı şeklinde, son mahkûmiyet veya suçun cinsiyle ilgili olarak ölçülür. Sabıkalı kimsenin yeniden suç işleme eğlimine yönelik bulgular ise  suçluluk altiında suç işlemek zorken, utanç altında kolaylaştığını ortaya koymaktadır.

 

Suçluluk–utanç duyguları, kişinin kendisini yönetmeye yardımcı vazifesi gören  duygular olması hasebiyle İşlevsel duygular sınıfına girmekte bu bağlamda da , uygun ve dengeli bir  yoğunlukta yaşanmaları halinde, bireylerin sosyalleşmesinde, bireysel gelişimlerini sıhhatli  bir biçimde yaşayabilmelerinde ve toplumsal uyumun oluşmasına yardımcı olabilmektedirler.

 

Charles Darwin (1872), 19. yüzyıl psikolojisinin en kalıcı katkıları arasında  yeralan “The Expression of the Emotions in Man and Animals”-  "İnsan ve Hayvanlardaki Duyguların İfade Edilmesi" adlı eserinde utanç duygusunun altında, güçlü bir gizlenme isteğinin olduğunu belirtmektedir. [i] Bir tanıma göre  utanç duygusu, kişinin içinde yaşadığı toplumun temel bir değerini, kuralını çiğnediği, dürüst davranmadığı veya aptalca davrandığı duygusu olarak tanımlamıştır. Enç’e göre ise utanç, bir yetersizlik veyahut uygunsuz davranışta bulunulduğunun farkına varınca ortaya çıkan duygudur. Utancın kendimizi tamamen değersizleştiren bir gücü olduğu, baştan aşağıya bir aşağılama olduğu ileri sürülmektedir. Kötü bir şey yapmadığımız zamanlarda da meydana gelebildiği ifade edilmektedir. Suçluluğun, kişinin kendisinin sebep olduğu yanlışlar sonucu bir tepki gibi oluştuğu, fakat utancın, başkalarının nezdinde değer içeren standartları yerine getirememeyi içerdiği kaydedilmektedir. Suçlu bireyin, yanlış hareket ile ilgilendiği, utanan bireyin ise kendisinin ne kadar değersiz olduğu ile ilgilendiği belirtilmektedir. Suçluluk ve utanç, ikisi birlikte aynı olayda meydana gelebildiği, bu tür durumlarda utancın diğerlerinin gözündeki değersizliğine odaklanırken, suçluluğun ise kişinin hatalı eylemine yoğunlaştığı bulgulanmıtır.  sürülmektedir  (Lindsay-Hartz, J., de Rivera, J., & Mascolo, M. F. (1995). Differentiating guilt and shame and their effects on motivation. In J. P. Tangney & K. W. Fischer (Eds.), Self-conscious emotions: The psychology of shame, guilt, embarrassment, and pride (pp. 274-300). New York: Guilford Press.)[ii]

 

Suçluluk tarafına baktığımızda ise , yasalarca  ve  din açısından  yasaklanan ya da ahlaki açıdan ayıplanan bir eylemin yapıldığı, toplumun ahlaki normlarının ya da bireyin kendi ilkelerinin çiğnendiği düşüncesinin yarattığı pişmanlık ve rahatsızlık duyguları olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda da suçluluk  neticesi  yapılan eylem ve davranışların, oluşan zararın telafisine ve tamirine yönelik olduğu  ifade edilmektedir. Yapılan araştırmaların bulguları utancın benlik tarafına yogunlaşırken , suçluluğun ise olgulara odaklandığını göstermektedir.  

 

Utancın, suçluluğa kıyasla daha etkin ve güçlü bir biçimde, bireyler ve çevre arasındaki farklı etkileşimleri yansıttığı ve organize ettiği belirtilmektedir. Öte yandan utanç duygusunun özsaygıyı azaltırken,suçluluk hissedenlerin ise, hatalarını düzeltmeye yönelik tutum geliştirdikleri izlenmiştir.  Örneğin, utanç fonksiyonları bireyi sosyal çevreden uzaklaştırırken, suçluluk fonksiyonlarının bireylerin onarıcı davranışlarda bulunmasını motive ettiği kaydedilmektedir. [iii](Barrett, Karen Caplovitz (1995) ) Utangaç kişinin başkalarına bakmaktan kaçındığı, yüzünü gizlediği, başını eğdiği ve diğerleriyle temas kurmaktan çekindiği görüşüne varılmıştır.Utanç duygusunun, bireyin diğerleri tarafından nasıl göründüğünü ön plana çıkartarak, kişinin kendisini bir nesne olarak görmesini sağladığı ifade edilmektedir[iv].  (Barrett K.C , 1995, Lewis, 1987 ). [v]

Suçluluk ve utanç duygusu ile tutukluların serbest kalmasından sonra yeniden suç işleme oranları arasında ilişki bulunuyor.[vi]

 

ABD’nin George Mason Üniversitesi’nden June Tangney ve arkadaşları (Tangney J.P , Stuewig, & Mashek, 2007,  çalışmalarında[vii][*]  duygular arasında sosyal ya da moral duygular olarak sınıflandırılan ve her ikisi de “self-conscious”  duygular  olarak tabir edilen utanç(shame) ve suçluluk (guilt) duygularını mercek altına almışlardır.  Tangney ve arkadaşlarına göre utanç ve suçluluk kişinin toplumsal olarak yanlış kabul ettiği bir davranış gerçekleştiğinde ya da kişisel bir standard ihlal edildiğinde deneyimlenmektedir. Bu bağamda her iki duygu da benzer olaylardan, davranışlardan sonra ortaya çıkıyor. Ancak, buna rağmen gerek sosyal yaşantının düzenlenmesindeki etkileri gerekse deneyimlenirken kişinin yaptığı atıflar açısından iki duygu ayrışmakta. Utanç durumunda kişi, ‘yanlış’ davranıştan dolayı kendi benliğini suçlarken ve bu suçlamayı genelleştirip bütün benliğini değersizleştirirken, suçluluk hissedildiğinde kişi o duyguya yol açan davranışa odaklanıyor ve ‘yanlış’ olan ile benliği arasında bir ilinti kurmuyor.

Bu ayrımdan yola çıkan araştırmacılar şimdiye kadar bir çok çalışmada utanç duygusunun değersizlik, içe kapanma ve sosyal yaşantıdan çekilme gibi olumsuz sonuçlarla bağlantılandırmışlar. Aynı zamanda bir kişisel eğilim olarak İngilizce’de Shame-proneness, olarak tabir edilen utanca yatkınlık da kişinin kendi ‘yanlış’ davranışları ve kusurları için başkalarını suçlama eğiliminde olduğu farklı çalışmalarda gösterilmiş. Böyle değerlendirildiğinde utanç duygusu ve utanca yatkınlık birçok araştırmacı ve klinik psikolog için kişinin sosyal katılımını azaltan olumsuz bir duygu olarak tanımlanıyor. Buna karşın suçluluk ise pişmanlık, kabullenme ve özür dileme ile ilişkilendiriliyor. Bu yönüyle yapılan ‘yanlışın’ onarılmasına yol açabilen suçluluk duygusunun kişilerin sosyal yaşantısını olumlu yönde etkilediği söyleniyor.

Tangney ve arkadaşları, çalışmalarında utanç ve suçluluk duygularına yatkınlığın(Shame-proneness, guilt-proneness)  yeniden suç işleme davranışını(recidivism) ne ölçüde etkilediğini incelemişler. Bunun için ABD’de bir hapishanede ağır suçtan hükümlülerle  “longitudinal study” olarak tabir edilen boylamsal bir çalışma tasarlamışlar. 476 hapishane mahkûmu üzerinde yapılan çalımada 332 katılımcıyla-particiant (n = 332)  ile  hapse girdikten kısa bir süre sonra ve hapisten çıkmalarından 1 sene sonra olmak üzere iki kez görüşme yaparak veri almışlar. Ayrıca ikinci görüşme zamanında katılımcıların tekrar suç işleme- ( “recidivism”) kayıtlarını da almışlar.( official arrest records) Toplanan verilerin analizi tutuklandıktan sonra ölçülen suçluluk duygusuna yatkınlığın serbest bırakılmadan 1 yıl sonra tekrar suç işlenmesini ters yönde etkilediğini göstermiş. Buna istinaden , suçluluk duygusuna yatkınlığı yüksek olan katılımcılarda serbest kaldıktan sonra yeniden suç işleme oranı anlamlı derecede düşmüş. Teoriye göre irdelendiğinde, suçluluk duygusunun işlenen suçtan dolayı bir pişmanlık getirdiği, hatta kişinin yaptığı davranışın sorumluluğunu alarak işlediği suçun sonuçlarını telafi edebilecek davranışlara yönelme ihtimalinin arttığı yönünde bir değerlendirme yapılabilir. Mezkur çalışmanın ortaya koyduğu kayda değer bulgularından biri ise “pain of shame” olarak tabir edilen  utanç acısının biri yıkıcı , diğeri yapıcı olmak üzere iki  potansiyele sahip olduğunu göstermesidir. (Overall, results suggest that the pain of shame may have two faces – one with destructive and the other with constructive potential ) [viii]

 

Suçluluk duygusunun aksine, utanç genellikle suçu dışsal bir nedene atma, başkalarını suçlama gibi sorumluluğu kabullenmemeye yol açan bazı savunma mekanizmalarını tetikliyor. Sonuçlara göre katılımcıların tutuklanmalarından sonra ölçülen utanca yatkınlık, onların serbest kalmalarından 1 yıl sonraki tekrar suç işleme oranını sorumluluğun dışsallaştırılması yoluyla pozitif yönde etkiliyor. Bu minvalde  utanca yatkınlığı yüksek olan katılımcılar işledikleri suçların sorumluluğunu kendilerinin dışına aldıklarında yeniden suç işleme yönelimleri artmakta olduğu gözlemlenmiştir. Araştırmacılar bu bulgulara yönelik değerlendirmelerine bakıldığında; utanç duygusu, kişilerin ‘hatalı’ davranışlarının sorumluluğunu üstlenmektense, kendileri dışında bir sorumlu tarif etmelerine yol açabiliyor ve belki bu nedenle tekrar suç işleme oranlarını pozitif yönde etkilemiş olabilir. Araştırmacılara göre, hükümlülere işledikleri suça yönelik suçluluk duygusunun yüklendiği, utanç duygusununsa azaltıldığı bir müdahale yöntemi onların yeniden suç işleme oranını azaltıp, serbest kaldıktan sonra sosyal yaşama uyumlarını arttırabilir.[ix]

 

 

 


[i] The Expression of the Emotions in Man and AnimalsChapter 13: Self-Attention, Shame, Shyness, Modesty; Blushing Charles Darwin

[ii] report the results of 2 studies / in the 1st study, we developed structural descriptions of shame and guilt, using a phenomenological methodology / in the 2nd study, we tested the validity of the resulting descriptions with a different sample of Ss / Ss matched different parts of the resulting descriptions with their own narrative descriptions of experiences of guilt and shame / discuss the structures of guilt and shame, with a focus on their role in the motivation of psychological and social activity  [study 1] research participants included 19 persons (10 males and 9 females) between the ages of 18 and 65 / 13 persons (8 females and 5 males) between the ages of 18 and 36 participated [in study 2] (PsycINFO Database Record (c) 2016 APA, all rights reserved)- http://psycnet.apa.org/record/1995-97661-010

 

[iii] http://psycnet.apa.org/record/1995-97661-001 Barrett, Karen Caplovitz A functionalist approach to shame and guilt.

[iv] J Pers Assess. 1990 Winter;55(3-4):729-45.Two promising shame and guilt scales: a construct validity comparison. Harder DH1, Zalma A.--A study compared the validity of two promising measures of shame and guilt proneness: revisions of the Harder Personal Feelings Questionnaire (PFQ2; Harder & Lewis, 1987) and the Hoblitzelle Adapted Shame and Guilt Scale (ASGS; Hoblitzelle, 1982). Internal consistency, test-retest stability, factor structure, and construct validity with convergent and discriminant personality dimensions were examined for both scales. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/2280336

 

[v] Çiğdem Yorgancıoğlu  - 8 Jan 2018 THE DYNAMICS AND MOTIVES OF RECIDIVISM IN THE LIGHT OF CRIMINAL MIND  Academia Edu --   “The Distinction between Shame and Guilt Shame and guilt are mutually “self- conscious” emotions that arise from self  -relevant failures and transgressions, but they differ in their object of evaluation. Feelings of shame involve a painful focus on the self  –   the sense that “I am a bad person” –  whereas feelings of guilt involve a focus on a specific behavior  –   the sense that “I  did a bad thing .” When people feel guilty about a specific behavior, they experience tension, remorse and regret over the “bad thing done.” Research has shown that this sense of tension and regret typically motivates reparative action  –  confessing, apologizing, or somehow repairing the damage done (de Hooge, Zeelenberg, & Breugelmans, 2007; Ketelaar & Au, 2003; Lewis, 1971; Sheikh & Janoff-Bulman, 2010; Tangney et al., 1996; Wicker, Payne, & Morgan, 1983). In contrast, when people feel shame about the self, they feel diminished, worthless, and exposed. Rather than motivating reparative action, the acutely painful shame experience often motivates a defensive response. When shamed, people want to escape, hide, deny responsibility, and blame others. In fact, proneness to shame about the self has been repeatedly associated with a tendency to blame others for one’s failures and shortcomings

[vi] Çiğdem Yorgancioglu -8 Jan 2018 THE DYNAMICS AND MOTIVES OF RECIDIVISM IN THE LIGHT OF CRIMINAL MIND  Academia Edu - 

[vii] Psychological research using mostly cross-sectional methods calls into question the presumed function of shame as inhibitor of immoral or illegal behavior. In a longitudinal study of 476 jail inmates, we assessed shame-proneness, guilt-proneness, and externalization of blame shortly upon incarceration. Participants (n= 332) were interviewed one year following release into the community and official arrest records were accessed (n = 446). Guilt-proneness negatively, and directly, predicted re-offense in the first year post-release; shame-proneness did not. Further mediational modeling showed that shame-proneness positively predicted recidivism via its robust link to externalization of blame. There remained a direct effect of shame on recidivism, however, such that shame – unimpeded by defensive externalization of blame – inhibited recidivism. Items assessing a motivation to hide were primarily responsible for this pattern. Overall, results suggest that the pain of shame may have two faces – one with destructive and the other with constructive potential.

[viii] Two Faces of Shame: Understanding Shame and Guilt in the Prediction of Jail Inmates’ Recidivism

Psychol Sci. Author manuscript; available in PMC 2015 Mar 1. Published in final edited form as: Psychol Sci. 2014 Mar; 25(3): 799–805. Published online 2014 Jan 6. doi: 10.1177/0956797613508790 --   PMCID: PMC4105017 NIHMSID: NIHMS527359 Two Faces of Shame: Understanding Shame and Guilt in the Prediction of Jail Inmates’ Recidivism June P. TangneyJeffrey Stuewig, and Andres G. Martinez

[ix] When people feel guilt about a specific behavior, they experience tension, remorse and regret over the “bad thing done.” Research has shown that this sense of tension and regret typically motivates reparative action – confessing, apologizing, or somehow repairing the damage done (de Hooge, Zeelenberg, & Breugelmans, 2007Ketelaar & Au, 2003Lewis, 1971Sheikh & Janoff-Bulman, 2010Tangney et al., 1996Wicker, Payne, & Morgan, 1983).

 

  

Comments