SAVAŞ,ÇOCUK VE HÜZÜNLÜ KİMYA
Gökyüzünden irili ufaklı oyuncaklar düşüyor.
Evvel zaman içindeki küçüklüğümde
Oyuncağımı alıp elimden, sen ebe ol dediklerinde
benim için düşük yoğunluklu zulm bu idi.
Ayrımcı dile maruz kalıp, düştü incilerin
Sen düşüme düşmeden önce
Hazan mevsimi gibidir ya ölüm, yapraklar düşüyor
Benim çocukluğumda annem ,kesekağıdını şişiirip
birden patlattığında, korkum sadece ,o boom sesiydi
boom,boom diyen bombalar altındaki çaresizliğin,
Düşüme düşmeden önce.
Ufaklığımızda biz hoplaya sıçraya oynarken,
Yuvanın çatısındaki kırmızı kiremitlerin üzerinden
Bahçedeki samana,çimene düşerdi çocuklar.
Şimdi onlar geceyi yırtıp ,uykumda füze rampalarından
kan kırmızı,günahsız kadere revan olup düşüyor
Sen düşüme düşmeden önce
Çocukken annemin dizinin dibinden ayrılsam
Ararken koşunca düşüp dizimi yaralardım
Savaşta cocuklar ailelerinden ayrı düşüyor
İçimdeki hırçın cevval savaşçıyı uyandırmazdım
Sen düşüme düşmeden önce
Anne sıcakığı olmasa döşte çocukluğum üşüyor
Vurdular annesini sırtından oracıkta yere düşüyor
kemiklerden et sıyırmak üzere akbabalar üşüşüyor
Oysa bir damla kan aktığın görsem düşerdim
Sen düşüme düşmeden önce
Minikken düştüğümde pek de ağlamazdm
Gıdıkladıklarında ise gözümden yaş gelirdi
Annesinin ölüsüne kapanıp sarılmış çocuğun
Yanağından süzülüp bir yudum gözyaşı düşüyor
Bilmezdim savaşın nabzını şah damarımda küçüğüm
Sen düşüme düşmeden önce
Mini mini körpecik küçüklüğümde
"büyüyünce ne olacaksın? " dediklerinde
Kızardım, aklıma muzip düşünceler düşerdi
Büyüyüp büyüyemeyecekleri de belli olmayan
Çocuklar için "mülteci" demeyi hayal etmezdim
Sen düşüme düşmeden önce
Sinsi kükreyen düşmanını düşüncesinde
kan ter içinde kalmış çocukluğumdan
Kan fışkırıyor, düşmanı düşürmeli
Düşman yola düşünce ,onun da çocukları var
bu bulutların altında diye düşünmezdim
Sen düşüme düşmeden önce
H.Çiğdem Yorgancıoğlu
Suriye –Filistin-Kobane Çocukları için
14 Aralık 2014 İstanbul
Comments