Latest

Yüce Mahkeme’den Srebrenitsa Katliamı’nda Hollanda’ya Kısmi Sorumluluk Kararı by Cigdem Yorgancioglu 27 Haziran 2017 04:45

Articles/makaleler - Academic

  /   1270   /   27 June 2017, Tuesday

 Print
Hatırlarsak Mart ayında Hollanda ile Türkiye’deki 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandum öncesinde yaşanan ve iki ülke arasında ilişkilerin enikonu gerildiği diplomatik kriz esnasında Srebrenitsa polemiği de gündeme gelmişti. Bugün konuya ilişkin yeni bir gelişme oldu ve Hollanda Temyiz Mahkemesi 1995 senesindeki Srebrenitsa katliamına dair Müslüman Boşnakların yakınları tarafından Hollanda Devleti aleyhine açılan davada önemli bir karara imza atarak katliamda Hollanda'nın kısmen sorumluluğu olduğuna hükmetti. Yüksek mahkemenin bu hükmü böylece alt mahkemenin 2014 yılında verdiği kararın da onaylandığı anlamına gelmekte.

  

Semaların bahtı, kabirlerin nurdan kapakları açılmış .Gökler diz çökmüş,sular kabarmış sonrada taşmış. Kimilerinin yüreği kadife gül, kimilerinin ise taşmış. Kumun üzerinde çırpınan bir balığa hala canlı diye ölümüne göz yummak mıdır “İnsan olmak” diye kendi kendine sorarmış. Sanmıyormuş ki üzerinden zaman geçti diye tarihin bu hüzün siyahı sayfası sararmış.  

Çiğdem Yorgancıoğlu  Dünya Turu Projesi Bosna Hersek – Srebrenica- Podgarica Günlüğünden alıntı 2013 Srebrenica Katliamı 18. Yıldönümü  Podgarica Anıtmezarlık

Yüce Mahkeme’den  Srebrenitsa Katliamı’nda Hollanda’ya Kısmi Sorumluluk  Kararı

by Cigdem Yorgancioglu   

27 Haziran 2017 04:45

 

Hatırlarsak Mart ayında Hollanda ile Türkiye’deki  16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandum öncesinde yaşanan ve iki ülke arasında ilişkilerin enikonu gerildiği diplomatik kriz esnasında Srebrenitsa polemiği de gündeme gelmişti.  [i] Bugün konuya ilişkin yeni bir  gelişme oldu ve Hollanda Temyiz Mahkemesi 1995 senesindeki Srebrenitsa katliamına dair  Müslüman Boşnakların yakınları tarafından Hollanda Devleti [ii]aleyhine açılan davada önemli bir karara imza atarak katliamda Hollanda'nın kısmen sorumluluğu olduğuna hükmetti.[iii]  Yüksek mahkemenin bu hükmü böylece alt mahkemenin 2014 yılında verdiği kararın da onaylandığı anlamına gelmekte. [iv]

 

Fotograf Ç.Yorgancıoğlu  - Srebrenica-Potocari 10-11 Temmuz 2013

Mahkeme başkanı Gepke Dulek, “Hollandalı askerler Bosnalı müslümanların sığınmasına izin vermeyip onları Bosna – Sırp ordusuna teslim ederek, ordunun Müslümanları öldürmesine dolaylı yoldan sebep olmuştur ve yaşama şanslarını ellerinden almıştır” dedi.

 

Hollanda Temyiz Mahkemesi'nin kararında, katledilen 350 (kimi kaynaklar bu rakkamı 300 olarak vermektedir )  Boşnakla ilgili olarak Boşnakların askeri kamptan çıkarılmasının yasadışı olduğu vurgusuyla birlikte Hollandalı askerlerin mezkur ölümlerden tamamen sorumlu olmadığının altı çizildi. 

 

Mahkemeye göre, Hollandalı askerler kendilerine sığınan [v]350 Boşnak erkeği, öldürüleceklerini bile bile BM sorumluluk alanından göndererek yasa dışı bir tutum sergilediğinden Hollanda devletinin, 350 kurban yakınına uğradıkları zararın yüzde 30'u oranında tazminat ödemesine karar verildi. Mahkeme, tazminat miktarının yüzde 30'la sınırlanmasını, "bu kişilerer, BM sorumluluk alanında kalsalar bile yaşama oranları tahminen yüzde 30'du" diye açıkladı[vi]. Tazminat davası ise ileriki bir tarihte gerçekleştirilecek.Bu yaşama oranı tahminine ilişkin çıkarımsamanın  neye istinaden yapıldığı merak konusu.

 

 

11 Temmuz 1995 günü Ratko Mladiç komutasındaki Sırp Cumhuriyeti ordusu Srebrenitsa'ya girdi. İsmine kimilerinin  “ethnic cleansing-etnik temizlik, kimisinin ırkçı katliam  ya da genocide- soykırım  olarak adlandırdığı ama her ne denirse densin, ki buradan nasıl ne dendiğinin fark etmediği anlaşılmamalıdır konuya dair kavramlar ve sayılar üzerinden zihin bulanıklığı yaratacak kadar değişik terminolojiler kullanılmaktadır.  Birleşmiş Milletler başlıca yargı organı olan Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı katliama 'soykırım' ismi vermiştir. Sayılar çeşitli kaynaklara göre kafa karıştıracak kadar değişmekle birlikte (8bin -8Bin372 arası değişen bir aralık) Boşnak katledilmişti.  2013 senesinde  Bosna Hersek'in doğusundaki Potocari’de Srebrenica Toplu Anıt Mezar ziyaretim Katliamın 18.senesi anma etkinliği sırasında fotoğrafladığım aşağıdaki karede de görüldüğü gibi rakkam 8 bin 372 dir. [vii]  Aljazeera  ve diğer bazı ana  akım medya da aynı rakammı vererek bunu desteklemektedir.[viii]

 

 

Fotoğraf Ç Yorgancıoğlu -Srebrenica-Potocari 10-11 Temmuz 2013

 

Srebrenitsa Özetsel Tarihi Süreç

 

Tarihsel sürece baktığımızda esasesen Yugoslav İç Savaşı’nı, Tito’nun ölümünün ardından  Yugoslavya Federasyonu’nda yükselen  bağımsızlıkçı hareketleri, Avrupa Topluluğu’nun Hırvatistan ve Slovenya’ya verdiği desteğin Yugoslav İç Savaşı’nın şiddetlenmesine olan katkısını ,  Bosna-Hersek ve Makedonya’nın da bağımsızlıklarını ilan etmesiyle Sırp Milliyetçiliğini iyiden iyiye körükleyen etmenleri, acımasız etnik kıyımın yapıldığı Srebrenica ve civarındaki bölgede tek bir Boşnak’ın bulunmaması nedeniyle meşruiyeti tartışılan  Dayton Anlaşması’ndaki etik-reel politik dengesizlikler de  dahil olmak üzere pek çok konuyu irdelemek gerektiği muhakkaktır . Ne var ki burada konuya has bir odaklanma yaratmamak için bir daraltma yapmak gerekir. Bu minvalde , Birleşmiş Milletler 1993 yılında Srebrenitsa'yı Boşnaklar için "güvenli bölge" ilan etmiş ( United Nations Protection Force (UNPROFOR). ve  Bosnalı Sırpların iki yıl süren kuşatması sonrası Temmuz 1995'de Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusu, "Krivaya 95 Harekatı"nın bir parçası olarak Srebrenitsa'yı işgal ettikten ve kent düştükten sonra  binlerce Boşnak erkek, kadın ve çocuk, Srebrenitsa'nın hemen dışındaki Potocari'de bulunan ve BM adına görev yapan Hollanda taburunun (Dutchbat) denetimindeki BM Barışgücü karargahına sığınmış, Albay Tomas Karremans komutasındaki Hollanda birliği de  karargaha sığınanlara orada kendilerini  güvende tutacaklarını temin etmişlerdi. Fakat durum hiç te öyle olmamış,askerler Bosnalı Sırp güçlerin kampı kuşatması üzerine binlerce Boşnağı Sırp kasabı Ratko Mladiç’e  teslim etmişlerdi. Sırp güçler karargaha sığınanlar arasından ayırdıkları 300 erkeği (BBC bu rakkamı 350 olarak vermekte) kamyonlarla götürerek katletmiş ,kadın ve çocuklar da Bosna'nın diğer kesimlerine götürmüşlerdi.


Birleşmiş Milletler'in (BM) başlıca yargı organı olan Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı ise 2007 tarihli kararında Srebrenitsa'da yaşananların "soykırım" olduğuna ancak sorumlusunun Sırbistan olmadığına hükmetmişti. Ancak Rusya 2015'te BM Güvenlik Konseyi'ne sunulan ve kasabada yaşananları "soykırım" olarak nitelendiren bir karar tasarısını veto etmişti.

Hollanda'da bir mahkeme ise 2013’te , kasabada 300 Boşnak'ın öldürülmesinden Hollandalı BM askerlerinin doğrudan sorumlu olduğuna hükmetmişti . Lahey kentinde görülen davada kararı okuyan Yargıç Larissa Alwin, Hollandalı BM barışgücü askerlerinin kontrolleri altındaki kamptan götürülen erkeklerin öldürüleceğini bilmesi gerektiğini, çünkü o dönemde de Sırpların savaş suçları işlediğine dair kanıtlar bulunduğunu vurgulamıştı.

 

Alwin, "Hollandalı BM barışgücü askerleri bu erkeklerin karargahtan götürülmesinde işbirliği yaparak yasalara aykırı davranmışlardır" demişti.


Ayrıca BBC nin haberine göre; [ix] 2015 senesinde   Bosna Hersek'te 8 binden fazla Boşnağın öldürüldüğü Srebrenitsa katliamı sırasında, koalisyon ülkeleri arasındaki gizli anlaşma nedeniyle hava operasyonu yapılmadığı ortaya çıkmıştı ve Eski Hollanda Savunma Bakanı Joris Jacob Clemens Voorhoeve’ye  göre, "Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa'da hava desteğine izin vermiş olsaydı, kitlesel katliamların önüne geçilebilecekti" ve Hollanda 2 kanalında yayınlanan "Srebrenitsa Neden Düşmeliydi?" adlı programda, BM'nin "Bosna'daki katliama seyirci kaldığı" iddialarına ilişkin belgelere yer verilmişti ve ABD kaynaklı gizli belgeler Hollandalı eski bakan tarafından da doğrulanmıştı ve bu sebeple  Hollanda, Srebrenitsa katliamından ötürü en fazla eleştirilen ülkelerden biri oldu.Diğer yandan eski Savunma Bakanı Voorhoeve, Fransa, İngiltere ve ABD arasında 1995 yılı Mayıs ayında imzalanan gizli anlaşma nedeniyle Srebrenitsa'ya hava desteği verilmediğini açıklamıştı.Hollandalı bakana göre bu gizli anlaşma, İngiliz ve Fransız barış gücü askerlerinin Sırplar tarafından kaçırılmasının ardından yapılmış,Londra ve Paris, Washington yönetimi ile NATO hava gücünün Bosnalı Sırplara karşı kullanılmaması konusunda anlaşmaya vardığı iddia edilen bu Anlaşma, kamuoyundan gizli tutulmuştu.  Joyce van de Bildt ‘de Journal of Peace, Conflict & Development’ın 21 Mart 2015 tarihinde yayınlanan sayısında Srebrenica: A Dutch national trauma Joyce van de Bildt- başlıklı yazısında Voorhoeve’nin söylem ve iddialarına yer vermişti. [x]

Aynı habere göre eski Savunma Bakanının açıklamalarına göre Srebrenitsa'ya yönelik Sırp saldırısı 6 Temmuz 1995 tarihinde başladı. Dutchbat Komutanı Ton Karremans'ın hava desteği talebi, BM tarafından her seferinde geri çevrildi.  BM'nin hava desteği vermemesinin mantıklı bir açıklaması bulunmadığını düşünüyor. "Bunun gerekçesini kendime bile açıklayamıyorum" diyen Voorhoeve, BM'nin o bölgedeki başarısızlığı nedeniyle Hollanda taburunun haksız yere "günah keçisi" olarak gösterildiğini söylemekte idi. Eski savunma bakanı, "BM önemli bir hava desteği vermiş olsaydı, büyük sayıda kurban ölümden kurtarılabilirdi" diyor ve Gorajde'de hava desteği nedeniyle kitlesel ölümlerin önlendiğine dikkati çekerken buna rağmen gizli anlaşma yapan üç ülke ile BM'nin katliamlardan sorumlu tutulamayacağını savunuyor ve "Srebrenitsa'nın düşmesi, Sırp saldırganlığının sonucuydu" diyerek görüşünü dile getiriyordu. Tabi Voorhoeve’un bu açıklaması  olası bir müdahale şansı varken  göz göre bir felaketin önüne geçilmemesi konusundaki sorumluluktan kurtulmak bu kadar kolay mı olmalı gibi bir soruyu da akla getiriyor.

 

Sonrasında  ortaya çıkan yeni gelişme, Srebrenitsa katliamının tanığı olan Hollandalı askerlerde "şok etkisi" yaratmış, Dutchbat'ta görev alan askerler, bu konuda kapsamlı açıklama istemişlerdi.Askerlere göre, "NATO'nun Sırp saldırılarından haberdar olduğu, ancak bunu Hollanda'dan sakladığı iddiaları, artık açıklığa kavuşturulmalı" idi.Askerlerin bağlı olduğu kuruluş, "devlet sırrı dahi olsa, bu konudaki bütün bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasını" istemekteydi. Dutchbat Komutanı Ton Karremans ise, "Bu gerçeği biliyordum ama ispat edemiyordum" diyor. Karremans, Srebrenitsa katliamı sırasında karşısına çıkan "politik çıkarlarlarla mücadele ettiğini" vurguluyordu.

 

 

 

Fotoğraf Ç Yorgancıoğlu -Srebrenica-Potocari 10-11 Temmuz 2013

 

İnsanlık tarihinin en en büyük vahşetlerinden  ve acıklı dramlarından biri olan Srebrenitsa Katliamı’nın hüznünü anma günü olan 11 Temmuz yaklaşıyor ve gündeme düşen Hollanda Temyiz mahkemesi kararı gibi sıcak bir gelişme acıları belki  bir nebze hafifletti. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'daki en büyük katliamı" olarak nitelendirilen ve hunharca bir katliamla soykırıma dönüşen bu cürumun  ardından, işlenen insanlık suçlarının müsebbipleri açısından adaletin tesis edilmesine yönelik girişimlerin hakkaniyetli olduklarına inanmak en büyük temennimiz olmakla birlikte her konuda olduğu gibi  zihne düşen çelişkili meseleleri de çapraz okumalarla araştırma çabasından uzak kalmadan sorgulayalım derken 2013 senesinden Bosna Hersek Balkan Günlükleri Notları /Dünya Gezisi Notlarımdan alıntılarla sonlandırıyorum.

 

Adalet ve Barış Dünyamızın üzerinden eksilmesin  

 

Semaların bahtı, kabirlerin nurdan kapakları açılmış .Gökler diz çökmüş,sular kabarmış sonrada taşmış. Kimilerinin yüreği kadife gül, kimilerinin ise taşmış. Kumun üzerinde çırpınan bir balığa hala canlı diye ölümüne göz yummak mıdır “İnsan olmak” diye kendi kendine sorarmış. Sanmıyormuş ki üzerinden zaman geçti diye tarihin bu hüzün siyahı sayfası sararmış.  

Çiğdem Yorgancıoğlu  Dünya Turu Projesi Bosna Hersek – Srebrenica- Podgarica Günlüğünden alıntı 2013 Srebrenica Katliamı 18. Yıldönümü  Podgarica Anıtmezarlık

Kabrinde rahat huzurla  uyu diye dua edilen insanlar, “insan gibi”  müreffeh yaşayacağım, zulme karşı korunacağım  derken her dem asayiş, barış ve  güvenliği tesis edeceğini söyleyen oburdünyalı sahtekarlara kanmış. Dramın sonunda mazlumun döktüğü hep kanmış. Sözde sağlanacak olan çıkma adalet ve istikrarmış. Yüreği yanıyor insanlığın, ala sen gör bu  yürekleri yakan nasıl da bir harmış. İstifhamlar gelir ardı ardına, insan ne için ölür ya da ne için yaşarmış? İnsanlık düştüğünde onu hangi gümüş ip ya da kim tutarmış. Yoksa sürdürülebilir putlaşttırılmış yalanların sürgününde kasabın kedileri de mi masum insanlara kin tutarmmış?

Bir yokmuş bir de varmış . Güneş dağların arkasında iken yönünü bilmeyenler için acaba  nerede doğup, nerede batarmış.  Tarihçiler neyi nasıl , kimin lehine aktarmış. Kim, neyi ne için kotarmış. Tarih uçurumlardan, duvarlardan, surlardan atılmış çile ve drama dönen acılarmış. Yokluk varlık ile manidarmış. Dünya sahtekarlara güvenenlere ne kadar da darmış. Bazıları masum insanların sözde iyiliğini isteyen kuruluşlar ve uluslarmış. Soykırımların  inkârına güvemlik duvarı ağı aslında Latinska köprüsündeki örümceklerdeki kutsala değmeyen bir ağmış.  Sözcüklerin güvenlik şifresinde, masumlar yoldaki dağların hangisine güvense o dağa etnik nefret ve açgözlülük yüklü  kar yağmış. Çoğu zaman insanın gözünü kardeş bildiği  nankör komşusu, yakını oyarmış. Öldü denilen şehitlere dair bugün anlaşılıyor ki aslında her biri sağmış. Yolda giderken yediğim ve otomobilin içine sonra atmak üzere torpido gözünün altına yerleştirdiğim, basılınca ayağı kaydırdığını düşündüğüm muz kabuğu, düzenbaz birleşmiş illetlerle zihnimde kurduğum bağmış. 

Şehitlik ziyareti öncesi arabanın tekerleğine yakın iki büyük salyangoz ve biraz ötede onların torunları diyebileceğimiz minik salyangozlar kaç neslin alameti olsa gerek. Altın araba, gümüş tekerlek, zamanın tekerleği dönüyor dönüyor. 18 sene öncesine bir günde gidiyor.. Birleşmiş Miletler'in güçlerinin  çekilmesini müteakiben  Ratko Mladiç komutasındaki  Sırp ordusunun  bölgeye girp resmi rakamlar her ne kadar 8300 kusur olarak açıklansa dahi  kayıplara birlikte 13 bin civarına ulaşan koruma kalkanında oldukları gerekçesi ile tüm silahtan arındırılma çabalarına rağmen silahlansalar da kendilerini koruyamacak hale getirlmiş bulunan Dede-Oğul-Torun üç nesil   Müslüman Boşnak erkeğin sistematik işkenceler akabnde kurşuna dizilerek hunharca katledilişinin, kadınların, genç kızların  ve ufak yaştaki kız çocuklarının  ailelernin gözleri i önünde alçakça  iğfal edilişini Batının adeta bir boğa güreşi seyircisi gibi  izlermesi üzerinden geçen 18 yıl. 

  Çiğdem Yorgancıoğlu  Dünya Turu Projesi Bosna Hersek – Srebrenica- Podgarica Günlüğünden alıntı 2013 Srebrenica Katliamı 18. Yıldönümü  Podgarica Anıtmezarlık

Obur Dünyalılar tarafından dünyanın yalanına inandırılmaya çalışıldığımız Dünya'da, “Yalan Dünya” rüzgarında güvenli bölgenin güvenine ya da  (The United Nations Protection Force )UNPROFOR'un koruma kalkanına kimin ekseninden bakarsanız bakın  bir aldanış . Olup biten sonrasında iş işten geçince Lahey Adalet Divanı  katliamın soykırım olduğu kabul edilp  bu  katliamdan Sırbistan’ın sorumlu tutulamayacağı karara bağlaması. Allah; ceza mahkemelerinin ne zaman cezasını verecek  tarzı soruları bizlere sorduracak türden hakikatler.Diğer  yandan BM nin  2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük “Toplu İnsan Katliamı” olduğunu kuru kuruya kabulü ise trajkomik üç kuruşluk bir opera olmasının yanısıra, yakın geçmişteki sözde özür dileme mahiyetinde organize yalana ve yılana sarılma reflekslerinin doğurduğu başka sancıları da beraberinde hatırlatıyor.

Anıt Mezarda açılmış,tahtalarla kalıp halinde desteklenmiş  kabirlere bakarken soru sormaya elverişi kim var ise iletişime geçme çabam, bilmediğim “Boşnakça”, bildiğim “İngiliz dili”, anlatabildiğim ve anladığım “Vucut dili” üçlemesinde bir anlaşma- anlama zemini yakalıyordu. En son lise talebesi  Zehra adlı bir kız çocuğu açılmış kabirlere dair bir kaç bilgi daha ekledi. Srebrenitsa’da katledilen şehitlerden DNA yolu ile kimlikleri tespit edilenlerin 409'nun  cenazelerini yağmur altında taşıyan agir ilerleyen tır konvoyu bulunduğumuz yerde yapılacak toplu cenaze töreni için Visoko isimli kentten yola çıkmış. Az önce merasimin bir parçası olduğunu düşündüğüm ellerinde bayraklar olan ve yolu tıkayan kalabalığın yürüdüğü orman, katliamdan kaçmak icin insanların kaçıp saklandıkları yerlerden biri imiş.  Türkçe konuşan Boşnak imam merasim hakkında daha fazla bilgi vermedi ya da veremedi.Zira o sıra başka yetkililer ile irtibat ve diyalog halinde olması( olmasının gerekmesi )  asıl niyetinin üzerini örtebilmeye müsait bir perde idi.  Sahnenin perdesini havaladıracak bir rüzgar yoktu. Yağış başladı. 

Basın, yerel ve ulusal medya ve bir takım sivil toplum örgütü üyeleri üzerinde aynı türden açık renkli t-shirtleri ile ilk dikkati cekenlerrden idi.  Yağmurun şiddetlenmesi töreni sonuna kadar izlememizi zorlaştırdığından bölgeden ayrilmak gerekti. Merasime Türk askerlerinin de katıldığı bilgisini havalimanına döndukten sonra valiz beklerken telefonuma düşen haberlerden öğrendim . 

Srebrenica İzlenimleri , Gezi Günlüklerim'deki Ülke ,Bölge izlenimlerimde ayrı bir yerde ele alınmalı idi. Bu nedenle ziyaretim sırasında düşünüp Katliamın yıl dönümü için (11Temmuz )  kaleme aldığım ve Yeni Dünya Düzeninin etkileri konulu yazılarıma eklemlenecek bu ziyaret izlenim yazımın, Srebrenica'ya dair bu ilk bölümü olacak idi. Ben de bilirim aynı cümle içinde “katliam”, “kasap” kelimelerini kerelerce kullanmadan cümle yapmayı ama devir bazen malumun ilamını da zorunlu kılıyor .

Bu bölüme nihayet verirken, başta  Ratko Mladiç, Radovan Karadziç olmak üzere tüm katilleri, katliamdan sorumlu olan, katliama aracılık eden, katliama çanak tutan, katliama seyirci kalan, küresel aynalarda foyaları ortaya dökülmüş dökülmemiş, aynası nefrette yansıma yapanları, sırrı dökülmüş tüm kişi ve kurumları, kraliyetin tacının kıvrımlarını,yeldeğirmenlerini, kasabın bıçağını, kasabın satırını,kasabın silahını  ve de tüm anılan şahıs ve kurumların  irtifası kaybolmuş kredisini, sermayesini insanlık adına tüketmiş cellat. faşist ,ırkçi ,elitist  zihniyetlerini, aynı zihniyetin günümüzde başta OrtaDoğu, Kuzey Afrika ve Asya'da olmak üzere mendebur Yeni Dünya Düzeni planında tüm Dünya coğrafyası üzerinde mazlum halklara karşı katliama ve/veya zulme devam edişlerini  bir kez daha lanetlerken, şehitlere tekrar  Allah'tan rahmet  diliyor, mezkur acı hadisenin;  kini beslemek için değil, her türlü gafil avlanmaya karşı bilinçli, tetikte olmak, kuzuları  kurtların aklına müracaat etmekten korumak niyeti ile hatırlanmasını temenni ediyorum. Acıların tekrarlanmaması için uyanık vaziyette, vicdanı diri tutarak  “Srebrenica’daki Katliam Dramının “unutulmamasını ve unutturulmasına izin verilmemesinin sadece şu andaki değil gelecek nesiller için de İnsanlığa dair faide  getireceği inancı ile.

H.Çiğdem Yorgancıoğlu -Potoçari Anıt Mezarlığı izlenmleri1.Bölüm
09.Temmuz 2013,  Srebrenica Sırp Cum. /  Bosna Hersek Balkan Günlükleri Notları /Dünya Gezisi Notları

 

https://www.srebrenica.org.uk/


[viii] http://www.euronews.com/2013/07/09/fi... Relatives and family members gathered outside a morgue near Sarajevo to say their final farewells to victims slaughtered in the Srebrenica massacre eighteen-years-ago.https://www.youtube.com/watch?v=nWkfoaQyHD0

[ix] Yusuf Ozkan Lahey Hollandalı bakan: Srebrenitsa katliamı önlenebillirdi http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/07/150701_srebrenitsa

[x] Journal of Peace, Conflict & Development Issue 21, March 2015 ISSN 1742-0601Srebrenica: A Dutch national trauma Joyce van de Bildt-Joyce van de Bildt is a doctoral candidate at the School of History at Tel Aviv University and a Junior Researcher at the Moshe Dayan Center for Middle Eastern and African Studies.

http://www.bradford.ac.uk/ssis/peace-conflict-and-development/

 

 

Ref Srebrenitsa Katliamı ve Dayton Anlaşması Analizi 27 Temmuz 2014

 

http://akademikperspektif.com/2014/07/27/srebrenitsa-katliami-ve-dayton-anlasmasi-analizi/

 

 

 

  

Comments