https://www.youtube.com/watch?v=SBitui4JPDI
'7´den 77´ye BİLİNEN VE SEVİLEN ŞARKILAR DÖNENCE VE GÜLPEMBE
Haftaya duayen sanatçı milli manken Lale Belkıs ve kendi şarkısı “Hatırla doğduğun Evi” ile başlayıp sonrasında Türk rock tarihine damgasını vurmuş Kurtalan Ekspres’in efsane ismi Ahmet Güvenç ile ve Dönence ve Gülpembe’si ile bitirmek ve bunları her iki sanatçının da ayrı ayrı kendi yaşadıkları evde yapmak hayli doyurucu ve verimli sanat sohbetlerine kapı açtı benim için 2022 ‘ye adım atarken
Barış Manço'nun Sözüm Meclisten Dışarı albümünde 10. sırada yer alan, bestesi Celal Güven, Ahmet Güvenç ve Nejat Tekdal'a, sözleri ise Barış Manço'ya ait şarkısıdır “Dönence” ve Manço’nun en iyi şarkılarını topladığı “Mançoloji “isimli albümde bestesi Ahmet Güvenç’e ait olan Gülpembe ile birlikte yer alarak albümü temsil etmiştir. Barış Manço 1982 yılında ‘TV’de 7 Gün’ dergisine konuştuğu sırada şarkısını şöyle anlatmıştır: "“Dönence dünyanın iki ayrı kutbundaki enlemlerdir ve asla birlikte olamazlar. İnsanın doğasında da iki zıt kutup vardır. Bu kendisinde olmayanı arama içgüdüsüdür.Kısaca bir anlamda Ying ve Yang ı tarif etmektedir.
Mart 2020'de müzik yazarı ve eleştirmeni ve aynı zamanda “Kentin Türküsü: Anadolu Pop-Rock” kitabının yazarı, Cumhuriyet Dergi'nin eski yayın yönetmeni Cumhur Cambazoğlu'nun hazırladığı ve müzik yazarlarının da içinde bulunduğu 147 müzikseverin 10’ar parça seçerek katıldığı 'Rock tarihimizi yerinden oynatan şarkılar seçkisinde, içinde geçtiğimiz ay 100 Şarkıda Memleket Tarihi kitabının imza günü söyleşisinde tanıştığım Üniversitelerde ve çeşitli kültür merkezlerinde aralıksız bir tempoda müzik tarihi üzerine seminerler veren Müzik yazarı, eleştirmen Murat Meriç’in nam-ı diğer Pop Dedik ‘in de juri olarak yeraldığı heyet tarafından birinci olarak değerlendirilen kült şarkı Dönence’de Ahmet Güvenç’in de emeği ve parmak izi var .
ADAM OLAN VE OLACAK ÇOCUKLAR ŞİMDİ Gülen Andak Ahmet Güvenç Bale-Dans-Müzik Merkezi’ nde
Türk pop müziğinin usta bestecilerinden ve müzik eleştirmenlerinden biri olan Devlet Sanatçısı Selmi Andak’ın(d.1921-ö.2010) İlkokulu bitirdikden sonra özel bir eğitim alarak İstanbul Devlet Konservatuarına yüksek dereceyle 2 sınıf atlayarak girerek mezun olan ve eğitimi sırasında son iki sene Devlet Tiyatrosunda çalışan Akbank çoçuk tiyatrosunun 5 yıl koreograflığını ve oyunculuğunu yapmanın yanısra Işık lisesinde 23 sene bale öğretmenliği görevini yerine getrmiş olan eğitmen sanatçı kızı Gülen Andak ile birlikte ortaklığıyla 2001 de senesinde faaliyete başlayan müzik okulunu açmışlar ve okulun ismi Gülen Andak Ahmet Güvenç Bale-Dans-Müzik Merkezi’ olarak anılmakta. Okul Adam olacak çocuk programına katılanların çocuklarının da eğitim gördüğü bir okul .
“Çiğdem Yorgancıoğlu Sanat ve Felsefe Art-Chi Talks” Söyleşi ve Sohbetleri’nin Ahmet Güvenç ve Kurtalan Ekspres kolunun bu okulda planlanması ve olgunlaştırılması konusunda ise diyaloglarımız hali hazırda sürmekte.
ismini Haydarpaşa-Kurtalan hattında çalışan Kurtalan Ekspresi'ten alan grubun ismi 1975'te Barış Manço ilk LP/ uzunçaları olan 2023'ü çıkarırken, plakta geçmekteydi geçtiğimiz aylarda Humanist Kitabevi’ndeki söyleşisinde Cumhuriyet Bayramında yukarıda ismini andığım Murat Meriç’ten bunun hikayesini de ayrıca dinlemiştim .
HUKUKÇU VE SİYASETÇİ BİR AILE GEÇMİŞİNDEN FİLİZLENEN DUYARLI SANATÇILIK
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi kitaplarına ilham , bilgi ve belge olma niteliğinde bir aile öyküsü var Ahmet Güvenç’in ....
1928'de serbest avukatlık ruhsatını alarak, Türkiye'nin ilk kadın avukatı unvanını alan, 1960 yılında Kadın Hukukçular Birliği'nin BM Cenevre Teşkilatı temsilcisi seçilen ve ülkemimizin 1928'de serbest avukatlık ruhsatını alarak”ilk kadın avukat” ünvanını alan Cumhuriyet dönemi kuşağı eski kadın hakları savunucusu ve aktivistlerinden Süreyya Ağaoğlu'nun,( 1903, Şuşa, ö. 29 Aralık 1989) eğitimci ve Kastamonu ve Kars milletvekili Tezer Taşkıran'ın,(1907-1979 Azerbaycan/İstanbul) elektrik yüksek mühendisi ve iş adamı Abdurrahman Ağaoğlu'nun; siyasetçi, edebiyatçı ve hukukçu Abdüssamet /Samet Ağaoğlu'nun 1909, Bakü - 6 Ağustos 1982, İstanbul ve tıp doktoru Gültekin Ağaoğlu'nun babası, Mirza Hasan beyin oğlu Ahmet Bey Ağaoğlu,( 1869, Şuşa - 19 Mayıs 1939, İstanbul) Azeri asıllı Türk siyasetçi, hukuk profesörü , yazar ve gazeteci olup Liberal Kemalizmin kurucusuydu. 1930 senesinde Türkiye’nin ilk çok partili hayata geçiş denemesinde Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın teorisyen kanaat önderi olarak Türk siyasetinde iz bırakmış liberal ve Türkçü bir siyasetçidir. Türk Kurtuluş Savaşı döneminde Ankara’ya giderek mücadeleyi destekleyen; TBMM’de II. ve III. dönem milletvekili olarak görev yapan Ahmet Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sırasında devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e devrimler konusunda danışmanlık yapmış. 1921’de Malta esirlerinin, Türk millî kuvvetlerinin tutukladığı İngiliz subaylar ile değiş tokuş edildiği bir anlaşma çerçevesinde Ankara hükümeti tarafından kurtarıl Hâkimiyet-i Milliye’de Başyazarlık, Matbuat Genel Müdürlüğü ve Anadolu Ajansı’nın da ilk yönetim kurulu başkanlığını yapmış Ahmet Bey.Paris’te kaldığı 6 yıllık dönemde Hukuk Fakültesi’nin yanı sıra iki farklı yüksekokula devam ederek yaşayan Doğu dillerini öğrenmiş ve “Şark Halkları Tarihi” dersini veren Lorraine'deki Château-Salins'de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen soyadını daha önceki evleri Darmstadt'tan almış, 1875'te Avesta mitolojisi yayınladığı tezde İran'ın Zerdüştlük dininin Yahudilikten etkilendiğini savunan Fransız şarkiyatçı James Darmesteter'in yardımıyla 1890’da ilk bilimsel makalesini yayımlayan bu ilk makalenin ardından çeşitli dergilerde yazıları yayımlanan Ahmet Bey , ünlü Fransız filozof, tarihçi ve filolog. oryantalist / şarkiyatçı Ernest Renan’ın da yakından ilgilendiği bir sima olmuş. 1892’de Londra’da toplanan Uluslararası Şarkiyatçılar Kongresi’nde bir bildiri sunmuş.Paris yıllarında Ahmet Rıza Bey, Doktor Nâzım Bey, Bahattin Şakir gibi ileri gelen Jön Türkler’le ve panislamist aktivist Cemaleddin Afgani ile tanışan Ahmet bey’in fikriyatına hayli etki etmiş bu tanışıklıklar. 1894 yılında Hukuk Mektebi ve “College de France”’ diplomalarını alarak Fransa’dan ayrılıp dört ayda İstanbul’da kaldıktan sonra Şuşa’ya dönmüş. Mezun olduğu Rus okulunda Fransızca öğretmenliği yapan Ahmet Bey, bir süre sonra Tiflis’e göçerek öğretmenliğe devam etmiş ve Paris’te iken yazılar gönderdiği "Kafkas" gazetesinde muhabirlik yapmış.Sonrasında 1899’da Bakü’ye gelmiş Rusça yayınlanmakta olan "Kaspi" gazetesinde çalışmış ve gazeteyi Azerilerin hukukunu müdafa eden Rusça bir Türk yayın organı haline getirmiş. Bir yandan da Fransızca öğretmenliğini sürdürmüş.
Bu arada önceki paragrafta konu edilen 1877'de École des Hautes Études'de Farsça öğretmeni olan Darmesteter, çalışmalarını sürdürdüğü esnada hali hazırda inceleme yaptığı mevcut metinleri yaygın olarak bilindiğinden çok daha yeni olarak kabul ederek daha da öncesine MÖ 1. yüzyılda ve büyük kısmı MS 3. yüzyılda yer alan araştırmaların çalışmaların içine girdikten sonra 1885'te Collège de France'a profesör olarak atanmış ve 1886'da Afganların popüler şarkılarını toplama göreviyle Hindistan'a gönderilmiş. Onun dönüşü sonrası Hindistan'daki İngiliz egemenliğine ilişkin izlenimleri Lettres sur l'Inde'de (1888) aktarılmış. İngiltere onunla derinden ilgilenmiş ve kısa bir süre sonra evlendiği (ve 1901'de Paris'teki Pasteur Enstitüsü müdürü Profesör E. Duclaux'nun karısı olan) yetenekli İngiliz yazar Agnes Mary Frances Robinson'a olan bağlılığı, onun şiirlerini Fransızca'ya çevirmesine yol açmış. 1888'de. Ölümünden iki yıl sonra, İngilizce konularda denemelerden oluşan bir derlemesi İngilizce olarak yayınlanmış.
Meraklılar için,
İKİ İMPARTORLUK ARASINDA: AHMET AĞAOĞLU VE YENİ TÜRKİYE YAYIN TANITIMI Ozan BÖKE Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ORCID: 0000-0001-8806-7477 Ada Holly Shissler, İki İmparatorluk Arasında Ahmet Ağaoğlu ve Yeni Türkiye, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2005, 369 s. ISBN 975-6176-21-0 kitabını ve Dergipark ‘daki şu linki referanslar açısından verebilmek mümkün
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1177421
EFSANE KURTALAN EKSPRES VE BAS GITARIST BIR DUAYEN: AHMET GÜVENÇ
Tezer Taşkının torunu (anneanne) olan ve Kurtalan Ekspres’te grupta en uzun süre çalışmış Türk müzik tarihine güçlü izler bırakmış sevilen müzisyen olan ve 2021 senesinin sonunda yeniden ziyaretine gidip sohbet ettiğim bir dostumu anlatacağım bugün, Ahmet Güvenç’i.Her ziyaretimde felsefi sohbetlerimiz, ve su altı sporu dalış tecrübelerinin yanısıra deniz kabuklarına olan merakımız ve kolleksiyonlarımız ortak ilgi alanlarımızdan sadece bir kaçı .
Kapının girişinde güneş ışığına maruz kalmayacak bir konumda doğru bir şekilde pozisyonlandırılmış stant üzerine dizilmiş bir bas gitar serisi karşılıyor sizi , Bilekliğini vakti zamanında Hard Rock Cafe İstanbul’a vermis ama bu kendisinin adeta birer parçası haline gelmiş gitarların hiç bir yerlere gidesi, müzelere kaldırılası yok. Zira Güvenç’in kozmostan aldığı enerjiyi tüm insanlığa aktardığı enstrümanlar onlar.
Keith Jarrett, Dream Theatre’ın kurucusu Michael Stephen Portnoy, Oscar, Grammy ve Altın Küre ödülleri sahibi olmasının yanısıra Dünyada bilinen ve en sevilen beste çalışması Peter Jackson'ın Yüzüklerin Efendisi’ olan Kanadalı bestekar Howard Leslie Shore gibi pek çok tanınmış müzsiyenin eğitim aldığı Berklee College of Music mezunu Ahmet Güvenç, 1951'de dünyaya gelmiş. Anadolu'yu karış karış gezmiş, Anadolu Rock” olarak tanımlanan müzik akımının Türk Rock olarak bilinmesini önemseyen, sanatın toplumu ve ülkeyi iyi bir yere ve aynı zamanda ileri bir noktaya taşıma misyonu olduğunu benimseyen Ahmet Güvenç genç yaşta müziğe başlamış ve okul arkadaşı Bülent Ortaçgil ve kardeşi Ercüment Ortaçgil ile beraber Sorular grubunu kurup konserler vermeye başlamış. Sonrasında Filozoflar grubunda yine Bülent Ortaçgil ve Galip Boransu ile çaldı. Daha sonra Bülent Ortaçgil, solo kariyerine yönelmiş ve ilk çalışmalarını Güvenç'in evinde hazırlamış .Ortaçgil ilk albümü Benimle Oynar Mısın?'daki Suna Abla şarkısını, bir zamanlar Güvenç’in öğrenim gördüğü Saint Michel Fransız Lisesi’ne yakın şu anda oturmakta olduğu evinin salonunda güzel bir köşede çerçeveli fotoğrafından tanıdığımız Ahmet Güvenç'in kıymetli annesi Suna Güler'den esinlenerek yazmış.
1969'da Aydın Çakus ve Hüseyin Sultanoğlu ile beraber kurdukları Bunalım grubu ile profesyonel müzik hayatına atılmış.Grubun menajeri dönemin parlayan yıldızı Cem Karaca imiş . Milattan sonra 500’lerde bir filozof tarafından yazılmış bir halk şiirinden esinlenen İlk plakları "Taş var, Köpek yok" ile şöhreti yakalamışlar . Ancak Sultanoğlu'nun Cem Karaca'nın grubuna geçmesi ile grup dağılınca bir sene sonra Güvenç, Çakus ile beraber grubu yeniden kurmuş . 1971'de Aziz Azmet ile Yollar / Hele Hele Gel plağını kaydetmişler . Bu plak çıktıktan sonra Güvenç gruptan ayrılıp bir müddet Erkin Koray'la çalışmış 1975'te bir süre Cem Karaca'nın eski grubu Kardaşlar kadrosunda yer almış, "Kan Davası / Dam Üstünde Çul Serer" 45'liğinde çaldıktan sonra plak yayınlanmadan gruptan ayrılmış ve ertesi sene Belçika’dan çıkışını yapan Nick the Chopper’ın Türkiye’yi salladığı sene 1976'dan itibaren başlayan Kurtalan Ekspres’te çalma yolculuğu günümüzde hala devam etmekte. Grubun kurulduğu yıllar Güvenç asker imiş ve sonrası İngiltere’ye gitmiş . Gitarcı arkadaşı Fehiman Uğurdemir ve Kılıç Danışman ile Güvenç’in , Barış Manço'nun yeni bir formasyon yapmak istediğini öğrenince tanışmasıyla başlamış bu yolculuk .Güvenç’in Londra'dan yeni geldiği zaman ve o dönem kullanılan analog klavyelerin kullanıldığı, bas gitarın telini bile memlekette bulmanın meşakkatli olduğu seneler. Güvenç, 1978'de kısa bir süre Edirdahan grubunun kuruluş kadrosunda yer alıp Cem Karaca ile çalıştktan sonra Kurtalan Ekspres'e geri dönmüş.1999 yılında, içinde Cahit Berkay, Uğur Dikmen ve Engin Yörükoğlu ile birlikte yer aldıkları, Cem Karaca'nın Bindik Bir Alamete... albümünde çalmıştır.
2019-2020 yıllarında yapımcılığını MEDYAPIM'ın üstlendiği dünyanın en popüler şarkı yarışmalarından “All Together Now”’ın Fox Fox ekranlarında yayınlan Türk versiyonu 'Benimle Söyle' adlı müzik yarışmasında 100 jüri üyesinden birisi olan Güvenç
Çiğdem Yorgancıoğlu ART-CHI TALKS& Ahmet Güvenç ile intro -Kısa söyleşi videomuzdan kısa başlıklar.
Müzik tarihine bıraktığı önemli izlerden bir diğeri de Cem Karaca ve Barış Manço’yu bir araya getiren ilk isim olmasıdır.
Japonya’ya Barış Manço ile birlikte ilk gidişlerinde Eurovision ikinci gidişlerinde 17 konser
Konuşacağımız çok şey var ...
Japonları da daha iyi tanıma fırsatı buldum
4X21 Programı idi galiba Barış’ın programı
Gülpembe ve Dönence
Herkes Sahnelerde sürekli Kurtalan Ekspres’in parçalarını cover yapıyordu
Sonraki nesillere aktarılacak çok birikim var ...
Cem Karaca - Barış Manço "Uzun İnce Bir Yoldayım"
Haftaya Özel: Kurtalan Ekspres ‘Ahmet Güvenç’ ile Keyifli Bir Söyleşi…
Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, REKLAM YAYINLARI - Tarih : 02 Ocak 2022
‘7´den 77’ye BİLİNEN VE SEVİLEN ŞARKILAR DÖNENCE VE GÜLPEMBE
Haftaya duayen sanatçı milli manken Lale Belkıs ve kendi şarkısı “Hatırla doğduğun Evi” ile başlayıp sonrasında Türk rock tarihine damgasını vurmuş Kurtalan Ekspres’in efsane ismi Ahmet Güvenç ile ve Dönence ve Gülpembe’si ile bitirmek ve bunları her iki sanatçının da ayrı ayrı kendi yaşadıkları evde yapmak hayli doyurucu ve verimli sanat sohbetlerine kapı açtı benim için 2022‘ye adım atarken…
Barış Manço’nun Sözüm Meclisten Dışarı albümünde 10. sırada yer alan, bestesi Celal Güven, Ahmet Güvenç ve Nejat Tekdal‘a, sözleri ise Barış Manço‘ya ait şarkısıdır “Dönence” ve Manço’nun en iyi şarkılarını topladığı “Mançoloji” isimli albümde bestesi Ahmet Güvenç’e ait olan Gülpembe ile birlikte yer alarak albümü temsil etmiştir. Barış Manço 1982 yılında ‘TV’de 7 Gün’ dergisine konuştuğu sırada şarkısını şöyle anlatmıştır: “Dönence Dünya’nın iki ayrı kutbundaki enlemlerdir ve asla birlikte olamazlar. İnsanın doğasında da iki zıt kutup vardır. Bu kendisinde olmayanı arama içgüdüsüdür. Kısaca bir anlamda Ying ve Yang ı tarif etmektedir.”
Mart 2020’de müzik yazarı ve eleştirmeni ve aynı zamanda “Kentin Türküsü: Anadolu Pop-Rock” kitabının yazarı, Cumhuriyet Dergisi‘nin eski yayın yönetmeni Cumhur Cambazoğlu’nun hazırladığı ve müzik yazarlarının da içinde bulunduğu 147 müzikseverin 10’ar parça seçerek katıldığı ‘Rock tarihimizi yerinden oynatan şarkılar seçkisinde, içinde geçtiğimiz ay 100 Şarkıda Memleket Tarihi kitabının imza günü söyleşisinde tanıştığım Üniversitelerde ve çeşitli kültür merkezlerinde aralıksız bir tempoda müzik tarihi üzerine seminerler veren Müzik yazarı, eleştirmen Murat Meriç’in nam-ı diğer Pop Dedik’in de juri olarak yeraldığı heyet tarafından 1’inci olarak değerlendirilen kült şarkı Dönence’de Ahmet Güvenç’in de emeği ve parmak izi var.
ADAM OLAN VE OLACAK ÇOCUKLAR ŞİMDİ Gülen Andak Ahmet Güvenç Bale-Dans-Müzik Merkezi’nde…
Türk pop müziğinin usta bestecilerinden ve müzik eleştirmenlerinden biri olan Devlet Sanatçısı Selmi Andak’ın (d.1921-ö.2010) İlkokulu bitirdikten sonra özel bir eğitim alarak İstanbul Devlet Konservatuarına yüksek dereceyle 2 sınıf atlayarak girerek mezun olan ve eğitimi sırasında son iki sene Devlet Tiyatrosunda çalışan Akbank çocuk tiyatrosunun 5 yıl koreograflığını ve oyunculuğunu yapmanın yanısıra Işık lisesinde 23 yıl bale öğretmenliği görevini yerine getirmiş olan eğitmen sanatçı kızı Gülen Andak ile birlikte ortaklığıyla 2001 de senesinde faaliyete başlayan müzik okulunu açmışlar ve okulun ismi Gülen Andak Ahmet Güvenç Bale-Dans-Müzik Merkezi’ olarak anılmakta. Okul şimdi Adam olacak çocuk programına katılanların çocuklarının da eğitim gördüğü bir okul.
“Çiğdem Yorgancıoğlu Sanat ve Felsefe Art-Chi Talks” Söyleşi ve Sohbetleri’nin Ahmet Güvenç ve Kurtalan Ekspres kolunun bu okulda planlanması ve olgunlaştırılması konusunda ise diyaloglarımız hali hazırda sürmekte.
İsmini Haydarpaşa-Kurtalan hattında çalışan Kurtalan Ekspres‘ten alan grubun ismi 1975’te Barış Manço ilk LP/ uzunçaları olan 2023‘ü çıkarırken plakta geçmekteydi geçtiğimiz aylarda Humanist Kitabevi’ndeki söyleşisinde Cumhuriyet Bayramı’nda yukarıda ismini andığım Murat Meriç’ten bunun hikayesini de ayrıca dinlemiştim.
HUKUKÇU VE SİYASETÇİ BİR AILE GEÇMİŞİNDEN FİLİZLENEN DUYARLI SANATÇILIK
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi kitaplarına ilham , bilgi ve belge olma niteliğinde bir aile öyküsü var Ahmet Güvenç’in…
1928’de serbest avukatlık ruhsatını alarak, Türkiye’nin ilk kadın avukatı unvanını alan, 1960 yılında Kadın Hukukçular Birliği’nin BM Cenevre Teşkilatı temsilcisi seçilen ve ülkemizin 1928’de serbest avukatlık ruhsatını alarak “ilk kadın avukat” ünvanını alan Cumhuriyet dönemi kuşağı eski kadın hakları savunucusu ve aktivistlerinden Süreyya Ağaoğlu’nun, ( 1903, Şuşa, ö. 29 Aralık 1989) eğitimci ve Kastamonu ve Kars milletvekili Tezer Taşkıran’ın, (1907-1979 Azerbaycan/İstanbul) elektrik yüksek mühendisi ve iş adamı Abdurrahman Ağaoğlu’nun; siyasetçi, edebiyatçı ve hukukçu Abdüssamet /Samet Ağaoğlu’nun 1909, Bakü – 6 Ağustos 1982, İstanbul ve tıp doktoru Gültekin Ağaoğlu’nun babası, Mirza Hasan beyin oğlu Ahmet Bey Ağaoğlu,( 1869, Şuşa – 19 Mayıs 1939, İstanbul) Azeri asıllı Türk siyasetçi, hukuk profesörü, yazar ve gazeteci olup Liberal Kemalizmin kurucusuydu. 1930 senesinde Türkiye’nin ilk çok partili hayata geçiş denemesinde Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın teorisyen kanaat önderi olarak Türk siyasetinde iz bırakmış liberal ve Türkçü bir siyasetçidir. Türk Kurtuluş Savaşı döneminde Ankara’ya giderek mücadeleyi destekleyen; TBMM’de II. ve III. dönem milletvekili olarak görev yapan Ahmet Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sırasında devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e devrimler konusunda danışmanlık yapmış. 1921’de Malta esirlerinin, Türk millî kuvvetlerinin tutukladığı İngiliz subaylar ile değiş tokuş edildiği bir anlaşma çerçevesinde Ankara hükümeti tarafından kurtarıl Hâkimiyet-i Milliye’de Başyazarlık, Matbuat Genel Müdürlüğü ve Anadolu Ajansı’nın da ilk yönetim kurulu başkanlığını yapmış Ahmet Bey.Paris’te kaldığı 6 yıllık dönemde Hukuk Fakültesi’nin yanı sıra iki farklı yüksekokula devam ederek yaşayan Doğu dillerini öğrenmiş ve “Şark Halkları Tarihi” dersini veren Lorraine’deki Château-Salins’de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen soyadını daha önceki evleri Darmstadt’tan almış, 1875’te Avesta mitolojisi yayınladığı tezde İran’ın Zerdüştlük dininin Yahudilikten etkilendiğini savunan Fransız şarkiyatçı James Darmesteter’in yardımıyla 1890’da ilk bilimsel makalesini yayımlayan bu ilk makalenin ardından çeşitli dergilerde yazıları yayımlanan Ahmet Bey, ünlü Fransız filozof, tarihçi ve filolog. oryantalist / şarkiyatçı Ernest Renan’ın da yakından ilgilendiği bir sima olmuş. 1892’de Londra’da toplanan Uluslararası Şarkiyatçılar Kongresi’nde bir bildiri sunmuş. Paris yıllarında Ahmet Rıza Bey, Doktor Nâzım Bey, Bahattin Şakir gibi ileri gelen Jön Türkler’le ve panislamist aktivist Cemaleddin Afgani ile tanışan Ahmet bey’in fikriyatına hayli etki etmiş bu tanışıklıklar. 1894 yılında Hukuk Mektebi ve “College de France” diplomalarını alarak Fransa’dan ayrılıp dört ayda İstanbul’da kaldıktan sonra Şuşa’ya dönmüş. Mezun olduğu Rus okulunda Fransızca öğretmenliği yapan Ahmet Bey, bir süre sonra Tiflis’e göçerek öğretmenliğe devam etmiş ve Paris’te iken yazılar gönderdiği “Kafkas” gazetesinde muhabirlik yapmış. Sonrasında 1899’da Bakü’ye gelmiş Rusça yayınlanmakta olan “Kaspi” gazetesinde çalışmış ve gazeteyi Azerilerin hukukunu müdafa eden Rusça bir Türk yayın organı haline getirmiş. Bir yandan da Fransızca öğretmenliğini sürdürmüş.
Bu arada önceki paragrafta konu edilen 1877’de École des Hautes Études’de Farsça öğretmeni olan Darmesteter, çalışmalarını sürdürdüğü esnada hali hazırda inceleme yaptığı mevcut metinleri yaygın olarak bilindiğinden çok daha yeni olarak kabul ederek daha da öncesine MÖ 1. yüzyılda ve büyük kısmı MS 3. yüzyılda yer alan araştırmaların çalışmaların içine girdikten sonra 1885’te Collège de France’a profesör olarak atanmış ve 1886’da Afganların popüler şarkılarını toplama göreviyle Hindistan’a gönderilmiş. Onun dönüşü sonrası Hindistan’daki İngiliz egemenliğine ilişkin izlenimleri Lettres sur l’Inde’de (1888) aktarılmış. İngiltere onunla derinden ilgilenmiş ve kısa bir süre sonra evlendiği (ve 1901’de Paris’teki Pasteur Enstitüsü müdürü Profesör E. Duclaux’nun karısı olan) yetenekli İngiliz yazar Agnes Mary Frances Robinson’a olan bağlılığı, onun şiirlerini Fransızca’ya çevirmesine yol açmış. 1888’de. Ölümünden iki yıl sonra, İngilizce konularda denemelerden oluşan bir derlemesi İngilizce olarak yayınlanmış.
Meraklılar için,
İKİ İMPARTORLUK ARASINDA: AHMET AĞAOĞLU VE YENİ TÜRKİYE YAYIN TANITIMI Ozan BÖKE Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ORCID: 0000-0001-8806-7477 Ada Holly Shissler, İki İmparatorluk Arasında Ahmet Ağaoğlu ve Yeni Türkiye, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2005, 369 s. ISBN 975-6176-21-0 kitabını ve Dergipark ‘daki şu linki referanslar açısından verebilmek mümkün.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1177421
EFSANE KURTALAN EKSPRES VE BAS GİTARİST BİR DUAYEN: AHMET GÜVENÇ
Tezer Taşkının torunu (anneanne) olan ve Kurtalan Ekspres’te grupta en uzun süre çalışmış Türk müzik tarihine güçlü izler bırakmış sevilen müzisyen olan ve 2021 yılının sonunda yeniden ziyaretine gidip sohbet ettiğim bir dostumu anlatacağım bugün, Ahmet Güvenç’i. Her ziyaretimde felsefi sohbetlerimiz, ve su altı sporu dalış tecrübelerinin yanısıra deniz kabuklarına olan merakımız ve kolleksiyonlarımız ortak ilgi alanlarımızdan sadece bir kaçı.
Kapının girişinde güneş ışığına maruz kalmayacak bir konumda doğru bir şekilde pozisyonlandırılmış stant üzerine dizilmiş bir bas gitar serisi karşılıyor sizi. Bilekliğini vakti zamanında Hard Rock Cafe İstanbul’a vermiş ama bu kendisinin adeta birer parçası haline gelmiş gitarların hiç bir yerlere gidesi, müzelere kaldırılası yok. Zira Güvenç’in kozmostan aldığı enerjiyi tüm insanlığa aktardığı enstrümanlar onlar.
Keith Jarrett, Dream Theatre’ın kurucusu Michael Stephen Portnoy, Oscar, Grammy ve Altın Küre ödülleri sahibi olmasının yanısıra Dünyada bilinen ve en sevilen beste çalışması Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi’ olan Kanadalı bestekar Howard Leslie Shore gibi pek çok tanınmış müzisyenin eğitim aldığı Berklee College of Music mezunu Ahmet Güvenç, 1951’de dünyaya gelmiş. Anadolu’yu karış karış gezmiş, “Anadolu Rock” olarak tanımlanan müzik akımının Türk Rock olarak bilinmesini önemseyen, sanatın toplumu ve ülkeyi iyi bir yere ve aynı zamanda ileri bir noktaya taşıma misyonu olduğunu benimseyen Ahmet Güvenç genç yaşta müziğe başlamış ve okul arkadaşı Bülent Ortaçgil ve kardeşi Ercüment Ortaçgil ile beraber Sorular grubunu kurup konserler vermeye başlamış. Sonrasında Filozoflar grubunda yine Bülent Ortaçgil ve Galip Boransu ile çaldı. Daha sonra Bülent Ortaçgil, solo kariyerine yönelmiş ve ilk çalışmalarını Güvenç’in evinde hazırlamış. Ortaçgil ilk albümü Benimle Oynar Mısın?‘daki Suna Abla şarkısını, bir zamanlar Güvenç’in öğrenim gördüğü Saint Michel Fransız Lisesi’ne yakın şu anda oturmakta olduğu evinin salonunda güzel bir köşede çerçeveli fotoğrafından tanıdığımız Ahmet Güvenç‘in kıymetli annesi Suna Güler’den esinlenerek yazmış.
1969’da Aydın Çakus ve Hüseyin Sultanoğlu ile beraber kurdukları Bunalım grubu ile profesyonel müzik hayatına atılmış. Grubun menajeri dönemin parlayan yıldızı Cem Karaca imiş . Milattan sonra 500’lerde bir filozof tarafından yazılmış bir halk şiirinden esinlenen ilk plakları “Taş var, Köpek yok” ile şöhreti yakalamışlar. Ancak Sultanoğlu’nun Cem Karaca’nın grubuna geçmesi ile grup dağılınca bir sene sonra Güvenç, Çakus ile beraber grubu yeniden kurmuş. 1971’de Aziz Azmet ile Yollar / Hele Hele Gel plağını kaydetmişler. Bu plak çıktıktan sonra Güvenç gruptan ayrılıp bir müddet Erkin Koray’la çalışmış 1975’te bir süre Cem Karaca’nın eski grubu Kardaşlar kadrosunda yer almış, “Kan Davası / Dam Üstünde Çul Serer” 45’liğinde çaldıktan sonra plak yayınlanmadan gruptan ayrılmış ve ertesi sene Belçika’dan çıkışını yapan Nick the Chopper’ın Türkiye’yi salladığı sene 1976’dan itibaren başlayan Kurtalan Ekspres’te çalma yolculuğu günümüzde hala devam etmekte. Grubun kurulduğu yıllar Güvenç asker imiş ve sonrası İngiltere’ye gitmiş. Gitarcı arkadaşı Fehiman Uğurdemir ve Kılıç Danışman ile Güvenç’in, Barış Manço’nun yeni bir formasyon yapmak istediğini öğrenince tanışmasıyla başlamış bu yolculuk. Güvenç’in Londra’dan yeni geldiği zaman ve o dönem kullanılan analog klavyelerin kullanıldığı, bas gitarın telini bile memlekette bulmanın meşakkatli olduğu seneler. Güvenç, 1978’de kısa bir süre Edirdahan grubunun kuruluş kadrosunda yer alıp Cem Karaca ile çalıştktan sonra Kurtalan Ekspres‘e geri dönmüş. 1999 yılında, içinde Cahit Berkay, Uğur Dikmen ve Engin Yörükoğlu ile birlikte yer aldıkları, Cem Karaca’nın Bindik Bir Alamete… albümünde çalmıştır.
2019-2020 yıllarında yapımcılığını MEDYAPIM’ın üstlendiği dünyanın en popüler şarkı yarışmalarından ‘All Together Now’ın Fox ekranlarında yayınlan Türk versiyonu ‘Benimle Söyle’ adlı müzik yarışmasında 100 jüri üyesinden birisi olan Güvenç…
TÜM ENERJİ KÖŞE YAZARLARI VE YAZILARI>>
DİL SEÇİMİ:
TurkishEnglishENERJİ HABERLERİ KATEGORİSİ
ENERJİ HABERLERİ KATEGORİSİ Kategori seçin BİYOKÜTLE & BiYOGAZ ENERJİSİ DOĞALGAZ ENERJİSİ ELEKTRİK ENERJİSİ ENERJİ GÜNDEMİ ENERJİ VERİMLİLİĞİ GÜNEŞ ENERJİSİ HES & HİDROELEKTRİK SANTRALİ JEOTERMAL ENERJİ KÖMÜR LPG ENERJİSİ ve SEKTÖRÜ NÜKLEER ENERJİ PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ REKLAM YAYINLARI RÜZGAR ENERJİSİ & RES SOLAR GÜNEŞ ENERJİSİ SİSTEMLERİ URANYUM YEŞİL TEKNOLOJİ VE BİLİŞİMSİTE İÇİ ENERJİ ARAMALARI
ENERJİ GÜNDEMİ HABER BÜLTENİ ABONELİĞİ İÇİN
E-POSTA ADRESİNİZİ GİRİN
Çiğdem Yorgancıoğlu Art-Chi Talks- Ahmet Güvenç Kurtalan Ekspres Sanat ve Felsefe Söyleşileri
Çiğdem Yorgancıoğlu Art-Chi Talks- Ahmet Güvenç Kurtalan Ekspres Sanat ve Felsefe Söyleşileri
Yayınlarına Başlıyoruz.
https://www.youtube.com/watch?v=SBitui4JPDI
‘7´den 77´ye BİLİNEN VE SEVİLEN ŞARKILAR DÖNENCE VE GÜLPEMBE
Haftaya duayen sanatçı milli manken Lale Belkıs ve kendi şarkısı “Hatırla doğduğun Evi” ile başlayıp sonrasında Türk rock tarihine damgasını vurmuş Kurtalan Ekspres’in efsane ismi Ahmet Güvenç ile ve Dönence ve Gülpembe’si ile bitirmek ve bunları her iki sanatçının da ayrı ayrı kendi yaşadıkları evde yapmak hayli doyurucu ve verimli sanat sohbetlerine kapı açtı benim için 2022 ‘ye adım atarken.
Barış Manço’nun Sözüm Meclisten Dışarı albümünde 10. sırada yer alan, bestesi Celal Güven, Ahmet Güvenç ve Nejat Tekdal’a, sözleri ise Barış Manço’ya ait şarkısıdır “Dönence” ve Manço’nun en iyi şarkılarını topladığı “Mançoloji “isimli albümde bestesi Ahmet Güvenç’e ait olan Gülpembe ile birlikte yer alarak albümü temsil etmiştir. Barış Manço 1982 yılında ‘TV’de 7 Gün’ dergisine konuştuğu sırada şarkısını şöyle anlatmıştır: ““Dönence dünyanın iki ayrı kutbundaki enlemlerdir ve asla birlikte olamazlar. İnsanın doğasında da iki zıt kutup vardır. Bu kendisinde olmayanı arama içgüdüsüdür.Kısaca bir anlamda Ying ve Yang ı tarif etmektedir.
Mart 2020’de müzik yazarı ve eleştirmeni ve aynı zamanda “Kentin Türküsü: Anadolu Pop-Rock” kitabının yazarı, Cumhuriyet Dergi’nin eski yayın yönetmeni Cumhur Cambazoğlu’nun hazırladığı ve müzik yazarlarının da içinde bulunduğu 147 müzikseverin 10’ar parça seçerek katıldığı ‘Rock tarihimizi yerinden oynatan şarkılar seçkisinde, içinde geçtiğimiz ay 100 Şarkıda Memleket Tarihi kitabının imza günü söyleşisinde tanıştığım Üniversitelerde ve çeşitli kültür merkezlerinde aralıksız bir tempoda müzik tarihi üzerine seminerler veren Müzik yazarı, eleştirmen Murat Meriç’in nam-ı diğer Pop Dedik ‘in de juri olarak yeraldığı heyet tarafından birinci olarak değerlendirilen kült şarkı Dönence’de Ahmet Güvenç’in de emeği ve parmak izi var .
ADAM OLAN VE OLACAK ÇOCUKLAR ŞİMDİ Gülen Andak Ahmet Güvenç Bale-Dans-Müzik Merkezi’ nde
Türk pop müziğinin usta bestecilerinden ve müzik eleştirmenlerinden biri olan Devlet Sanatçısı Selmi Andak’ın(d.1921-ö.2010) İlkokulu bitirdikden sonra özel bir eğitim alarak İstanbul Devlet Konservatuarına yüksek dereceyle 2 sınıf atlayarak girerek mezun olan ve eğitimi sırasında son iki sene Devlet Tiyatrosunda çalışan Akbank çoçuk tiyatrosunun 5 yıl koreograflığını ve oyunculuğunu yapmanın yanısra Işık lisesinde 23 sene bale öğretmenliği görevini yerine getrmiş olan eğitmen sanatçı kızı Gülen Andak ile birlikte ortaklığıyla 2001 de senesinde faaliyete başlayan müzik okulunu açmışlar ve okulun ismi Gülen Andak Ahmet Güvenç Bale-Dans-Müzik Merkezi’ olarak anılmakta. Okul şimdi Adam olacak çocuk programına katılanların çocuklarının da eğitim gördüğü bir okul .
“Çiğdem Yorgancıoğlu Sanat ve Felsefe Art-Chi Talks” Söyleşi ve Sohbetleri’nin Ahmet Güvenç ve Kurtalan Ekspres kolunun bu okulda planlanması ve olgunlaştırılması konusunda ise diyaloglarımız hali hazırda sürmekte.
ismini Haydarpaşa-Kurtalan hattında çalışan Kurtalan Ekspresi’ten alan grubun ismi 1975’te Barış Manço ilk LP/ uzunçaları olan 2023‘ü çıkarırken, plakta geçmekteydi geçtiğimiz aylarda Humanist Kitabevi’ndeki söyleşisinde Cumhuriyet Bayramında yukarıda ismini andığım Murat Meriç’ten bunun hikayesini de ayrıca dinlemiştim .
HUKUKÇU VE SİYASETÇİ BİR AILE GEÇMİŞİNDEN FİLİZLENEN DUYARLI SANATÇILIK
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi kitaplarına ilham , bilgi ve belge olma niteliğinde bir aile öyküsü var Ahmet Güvenç’in 1928’de serbest avukatlık ruhsatını alarak, Türkiye’nin ilk kadın avukatı unvanını alan, 1960 yılında Kadın Hukukçular Birliği’nin BM Cenevre Teşkilatı temsilcisi seçilen ve ülkemimizin 1928’de serbest avukatlık ruhsatını alarak”ilk kadın avukat” ünvanını alan Cumhuriyet dönemi kuşağı eski kadın hakları savunucusu ve aktivistlerinden Süreyya Ağaoğlu’nun,( 1903, Şuşa, ö. 29 Aralık 1989) eğitimci ve Kastamonu ve Kars milletvekili Tezer Taşkıran’ın,(1907-1979 Azerbaycan/İstanbul) elektrik yüksek mühendisi ve iş adamı Abdurrahman Ağaoğlu’nun; siyasetçi, edebiyatçı ve hukukçu Abdüssamet /Samet Ağaoğlu’nun 1909, Bakü – 6 Ağustos 1982, İstanbul ve tıp doktoru Gültekin Ağaoğlu’nun babası, Mirza Hasan beyin oğlu Ahmet Bey Ağaoğlu, ( 1869, Şuşa – 19 Mayıs 1939, İstanbul) Azeri asıllı Türk siyasetçi, hukuk profesörü , yazar ve gazeteci olup Liberal Kemalizmin kurucusuydu. 1930 senesinde Türkiye’nin ilk çok partili hayata geçiş denemesinde Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın teorisyen kanaat önderi olarak Türk siyasetinde iz bırakmış liberal ve Türkçü bir siyasetçidir. Türk Kurtuluş Savaşı döneminde Ankara’ya giderek mücadeleyi destekleyen; TBMM’de II. ve III. dönem milletvekili olarak görev yapan Ahmet Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sırasında devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e devrimler konusunda danışmanlık yapmış. 1921’de Malta esirlerinin, Türk millî kuvvetlerinin tutukladığı İngiliz subaylar ile değiş tokuş edildiği bir anlaşma çerçevesinde Ankara hükümeti tarafından kurtarıl Hâkimiyet-i Milliye’de Başyazarlık, Matbuat Genel Müdürlüğü ve Anadolu Ajansı’nın da ilk yönetim kurulu başkanlığını yapmış Ahmet Bey.Paris’te kaldığı 6 yıllık dönemde Hukuk Fakültesi’nin yanı sıra iki farklı yüksekokula devam ederek yaşayan Doğu dillerini öğrenmiş ve “Şark Halkları Tarihi” dersini veren Lorraine’deki Château-Salins’de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen soyadını daha önceki evleri Darmstadt’tan almış, 1875’te Avesta mitolojisi yayınladığı tezde İran’ın Zerdüştlük dininin Yahudilikten etkilendiğini savunan Fransız şarkiyatçı James Darmesteter’in yardımıyla 1890’da ilk bilimsel makalesini yayımlayan bu ilk makalenin ardından çeşitli dergilerde yazıları yayımlanan Ahmet Bey , ünlü Fransız filozof, tarihçi ve filolog. oryantalist / şarkiyatçı Ernest Renan’ın da yakından ilgilendiği bir sima olmuş. 1892’de Londra’da toplanan Uluslararası Şarkiyatçılar Kongresi’nde bir bildiri sunmuş.Paris yıllarında Ahmet Rıza Bey, Doktor Nâzım Bey, Bahattin Şakir gibi ileri gelen Jön Türkler’le ve panislamist aktivist Cemaleddin Afgani ile tanışan Ahmet bey’in fikriyatına hayli etki etmiş bu tanışıklıklar. 1894 yılında Hukuk Mektebi ve “College de France”’ diplomalarını alarak Fransa’dan ayrılıp dört ayda İstanbul’da kaldıktan sonra Şuşa’ya dönmüş. Mezun olduğu Rus okulunda Fransızca öğretmenliği yapan Ahmet Bey, bir süre sonra Tiflis’e göçerek öğretmenliğe devam etmiş ve Paris’te iken yazılar gönderdiği “Kafkas” gazetesinde muhabirlik yapmış.Sonrasında 1899’da Bakü’ye gelmiş Rusça yayınlanmakta olan “Kaspi” gazetesinde çalışmış ve gazeteyi Azerilerin hukukunu müdafa eden Rusça bir Türk yayın organı haline getirmiş. Bir yandan da Fransızca öğretmenliğini sürdürmüş.
Bu arada önceki paragrafta konu edilen 1877’de École des Hautes Études’de Farsça öğretmeni olan Darmesteter, çalışmalarını sürdürdüğü esnada hali hazırda inceleme yaptığı mevcut metinleri yaygın olarak bilindiğinden çok daha yeni olarak kabul ederek daha da öncesine MÖ 1. yüzyılda ve büyük kısmı MS 3. yüzyılda yer alan araştırmaların çalışmaların içine girdikten sonra 1885’te Collège de France’a profesör olarak atanmış ve 1886’da Afganların popüler şarkılarını toplama göreviyle Hindistan’a gönderilmiş. Onun dönüşü sonrası Hindistan’daki İngiliz egemenliğine ilişkin izlenimleri Lettres sur l’Inde’de (1888) aktarılmış. İngiltere onunla derinden ilgilenmiş ve kısa bir süre sonra evlendiği (ve 1901’de Paris’teki Pasteur Enstitüsü müdürü Profesör E. Duclaux’nun karısı olan) yetenekli İngiliz yazar Agnes Mary Frances Robinson’a olan bağlılığı, onun şiirlerini Fransızca’ya çevirmesine yol açmış. 1888’de. Ölümünden iki yıl sonra, İngilizce konularda denemelerden oluşan bir derlemesi İngilizce olarak yayınlanmış.
Meraklılar için,
İKİ İMPARTORLUK ARASINDA: AHMET AĞAOĞLU VE YENİ TÜRKİYE YAYIN TANITIMI Ozan BÖKE Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ORCID: 0000-0001-8806-7477 Ada Holly Shissler, İki İmparatorluk Arasında Ahmet Ağaoğlu ve Yeni Türkiye, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2005, 369 s. ISBN 975-6176-21-0 kitabını ve Dergipark ‘daki şu linki referanslar açısından verebilmek mümkün
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1177421
EFSANE KURTALAN EKSPRES VE BAS GITARIST, BIR DUAYEN: AHMET GÜVENÇ
Tezer Taşkının torunu (anneanne) olan ve Kurtalan Ekspres’te grupta en uzun süre çalışmış Türk müzik tarihine güçlü izler bırakmış sevilen müzisyen olan ve 2021 senesinin sonunda yeniden ziyaretine gidip sohbet ettiğim bir dostumu anlatacağım bugün, Ahmet Güvenç’i.Her ziyaretimde felsefi sohbetlerimiz, ve su altı sporu dalış tecrübelerinin yanısıra deniz kabuklarına olan merakımız ve koleksiyonlarımız ortak ilgi alanlarımızdan sadece bir kaçı .
Kapının girişinde güneş ışığına maruz kalmayacak bir konumda doğru bir şekilde pozisyonlandırılmış stant üzerine dizilmiş bir bas gitar serisi karşılıyor sizi. Bilekliğini vakti zamanında Hard Rock Cafe İstanbul’a vermis ama bu kendisinin adeta birer parçası haline gelmiş gitarların hiç bir yerlere gidesi, müzelere kaldırılası yok. Zira Güvenç’in kozmostan aldığı enerjiyi tüm insanlığa aktardığı enstrümanlar onlar.
Keith Jarrett, Dream Theatre’ın kurucusu Michael Stephen Portnoy, Oscar, Grammy ve Altın Küre ödülleri sahibi olmasının yanısıra Dünyada bilinen ve en sevilen beste çalışması Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi’ olan Kanadalı bestekar Howard Leslie Shore gibi pek çok tanınmış müzsiyenin eğitim aldığı Berklee College of Music mezunu Ahmet Güvenç, 1951’de dünyaya gelmiş. Anadolu’yu karış karış gezmiş, Anadolu Rock” olarak tanımlanan müzik akımının Türk Rock olarak bilinmesini önemseyen, sanatın toplumu ve ülkeyi iyi bir yere ve aynı zamanda ileri bir noktaya taşıma misyonu olduğunu benimseyen Ahmet Güvenç genç yaşta müziğe başlamış ve okul arkadaşı Bülent Ortaçgil ve kardeşi Ercüment Ortaçgil ile beraber Sorular grubunu kurup konserler vermeye başlamış. Sonrasında Filozoflar grubunda yine Bülent Ortaçgil ve Galip Boransu ile çaldı. Daha sonra Bülent Ortaçgil, solo kariyerine yönelmiş ve ilk çalışmalarını Güvenç’in evinde hazırlamış .Ortaçgil ilk albümü Benimle Oynar Mısın?’daki Suna Abla şarkısını, bir zamanlar Güvenç’in öğrenim gördüğü Saint Michel Fransız Lisesi’ne yakın şu anda oturmakta olduğu evinin salonunda güzel bir köşede çerçeveli fotoğrafından tanıdığımız Ahmet Güvenç’in kıymetli annesi Suna Güler’den esinlenerek yazmış.
1969’da Aydın Çakus ve Hüseyin Sultanoğlu ile beraber kurdukları Bunalım grubu ile profesyonel müzik hayatına atılmış.Grubun menajeri dönemin parlayan yıldızı Cem Karaca imiş . Milattan sonra 500’lerde bir filozof tarafından yazılmış bir halk şiirinden esinlenen İlk plakları “Taş var, Köpek yok” ile şöhreti yakalamışlar . Ancak Sultanoğlu’nun Cem Karaca’nın grubuna geçmesi ile grup dağılınca bir sene sonra Güvenç, Çakus ile beraber grubu yeniden kurmuş . 1971’de Aziz Azmet ile Yollar / Hele Hele Gel plağını kaydetmişler . Bu plak çıktıktan sonra Güvenç gruptan ayrılıp bir müddet Erkin Koray’la çalışmış 1975’te bir süre Cem Karaca’nın eski grubu Kardaşlar kadrosunda yer almış, “Kan Davası / Dam Üstünde Çul Serer” 45’liğinde çaldıktan sonra plak yayınlanmadan gruptan ayrılmış ve ertesi sene Belçika’dan çıkışını yapan Nick the Chopper’ın Türkiye’yi salladığı sene 1976’dan itibaren başlayan Kurtalan Ekspres’te çalma yolculuğu günümüzde hala devam etmekte. Grubun kurulduğu yıllar Güvenç asker imiş ve sonrası İngiltere’ye gitmiş . Gitarcı arkadaşı Fehiman Uğurdemir ve Kılıç Danışman ile Güvenç’in , Barış Manço’nun yeni bir formasyon yapmak istediğini öğrenince tanışmasıyla başlamış bu yolculuk .Güvenç’in Londra’dan yeni geldiği zaman ve o dönem kullanılan analog klavyelerin kullanıldığı, bas gitarın telini bile memlekette bulmanın meşakkatli olduğu seneler. Güvenç, 1978’de kısa bir süre Edirdahan grubunun kuruluş kadrosunda yer alıp Cem Karaca ile çalıştktan sonra Kurtalan Ekspres’e geri dönmüş.1999 yılında, içinde Cahit Berkay, Uğur Dikmen ve Engin Yörükoğlu ile birlikte yer aldıkları, Cem Karaca’nın Bindik Bir Alamete… albümünde çalmıştır.
2019-2020 yıllarında yapımcılığını MED YAPIM’ın üstlendiği dünyanın en popüler şarkı yarışmalarından “All Together Now”’ın Fox Fox ekranlarında yayınlan Türk versiyonu ‘Benimle Söyle’ adlı müzik yarışmasında 100 jüri üyesinden birisi olan Güvenç
Çiğdem Yorgancıoğlu ART-CHI TALKS& Ahmet Güvenç ile intro -Kısa söyleşi videomuzdan kısa başlıklar.
Müzik tarihine bıraktığı önemli izlerden bir diğeri de Cem Karaca ve Barış Manço’yu bir araya getiren ilk isim olmasıdır.
Japonya’ya Barış Manço ile birlikte ilk gidişlerinde Eurovision ikinci gidişlerinde 17 konser
Konuşacağımız çok şey var …
Japonları da daha iyi tanıma fırsatı buldum
4X21 Programı idi galiba Barış’ın programı
Gülpembe ve Dönence
Herkes Sahnelerde sürekli Kurtalan Ekspres’in parçalarını cover yapıyordu
Sonraki nesillere aktarılacak çok birikim var …
Cem Karaca – Barış Manço “Uzun İnce Bir Yoldayım”
Comments